Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Akışta olabilmek ya da zorlamak sen hangisisin?

Etrafınızdaki insanların kaçı bir şeyi kendi isteği doğrultusunda sonuna kadar zorlamayı seviyor? Bir düşünün, siz ne kadar zorluyorsunuz insanları kendi isteklerinizi yaptırmak için? Başkasının direncini kırmak için olayları ne kadar tasarlıyorsunuz? Peki bunun sonucunda kaç kez mutlu oldunuz?

Bugünlerde insanların ne kadar ısrarcı olduğu dikkatimi çekiyor. Bazılarının ısrarcılığı bencilliklerinden kaynaklı bazıları farkında olmadan bazıları ise farkında olup istediğini elde edene kadar durmuyor. Fakat ne kadar büyük bir yanılgıdır hayatta başkalarına bağlı şeyleri elde etmek uğruna girilen çabanın sizi mutlu edeceğine inanmanız. Kısa vadede belki evet ama uzun vadede bu teker bir gün patlar bu araba bu yolda gitmez.

İnsanlarda gördüğüm şey büyük bir inatlaşma. Ne zamandan beri bu kadar sabit fikirli ve hoşgörüsüz olduk. Bunun tersine ihtiyacı olan mesafeyi insanlara vermeliyiz. Her şeyi daraltmaya sıkıştırmaya götürmek en başta kendine zarar getirir insanın. Bugün hemen yanı başımda yaşanan bir olaydan esinleniyorum aslında. Bir hizmet alan kadın ödemeyi istenenden farklı şekilde yapmak istiyor. Kasiyer kız mümkün değil herkese uyguladığımız politika bu diyor. Müşteri inat ediyor ama lütfen… ama ben… ama … defalarca farklı bir bahane ileten müşteri sonunda istenilen şekilde ödemeyi yaptı. Küçük gibi görünen bu olaydaki müşteri olan kadının tüm hayatını bu şekilde yaşadığını hayal edebiliyor musunuz? Karşı tarafı zorlayarak istediğini yaptırmaya çalışmasının yarattığı negatif enerji hem kendi aurasında hem de kasiyer kızın aurasında yerini aldı bile. O olandan ayrılan müşteri negatif alanı ile başka insanlarla karşılaşmaya devam etti.

Sizlerin birçoğu bu alanların işlevlerinin farkında olmayabilirsiniz. Ancak bir ortama girdiğinizde birisi ile karşılaştığınızda, önce enerjiler birbiriyle iletişime geçer. Negatif aurası olan kişiler bir ortamda en son fark edilen kişilerdir. Çünkü frekansları düşüktür. Bu olay adeta bir sonsuz döngüdür. Çünkü negatif, tartışmaları besler mutsuzluğu arttırır böylelikle negatif enerji daha da artar. Bunu yaşayanların bu döngüyü kırması lazımdır. Peki ne yapmak lazım? Şükür çalışmaları ile başlanabilir. Topraklanma ile de bu pekiştirilmelidir. Nasıl yapacağım dediğini duyuyorum. Örneğin sahip olduğun şeylere odaklan ve her biri için her sabah ya da her akşam buna şükret. Bu cümleleri yazabilir ya da sesli söyleyebilirsin. Örneğin “Harika bir ailem var bunun için minnettarım.” Topraklanmak için ise deniz kenarında ya da ağaçların arasında yürüyebilirsin. Bunların hiçbiri bulunduğun yerde yoksa sadece yürümek de seni topraklayacaktır. Su harika bir topraklayıcı ve iyileştiricidir. Suya güven, kendini suya bırak. Güneşi bırak evine girsin ya da ay ışığını izle kısacası kendini doğada bulduğun her ortam seni topraklar. Bunlara ek olarak mutlaka sevdiğin bir şey bul ve onu ya öğren ya da biliyorsan bunu yapmaya devam et. Ne kadar yoğun bir hayatın olursa olsun bu zamanı yarım saat bile olsa kendine ayır.

Evet, insanların bir şeyi zorlamasından buraya kadar geldik açıklarken çünkü bu negatiflikten kaynaklı bir durumdur. Kendinden mutlu olmayan kişi bunu etrafındaki insanlara yansıtarak gösterir. Negatif ile dolu olan alanını biraz boşaltmak ister. Özellikle bunu pozitif kişilerle tartışma yaşayarak yapar. Onlardan aldığı enerji onu besler. İhtiyaç duyduğu şey pozitif enerjidir ki biraz olsun nötrlenmektir aslında isteği. Siz bu kişi olmayın! Akışına bırakın. Zorlayarak elde etmek hem sizi hem karşı tarafı mutsuz eder sizin de enerjinizi boşa harcamanıza sebep olur. İnanın sizi en çok mutlu edecek şey kendinizi kabul etmek ve kendinizi bu yönde beslemektir. Bu doğrultuda başardığınız her şey ama her şey size sonsuz bir tatmin duygusu verecektir. En başta kendinize net olun ama çok net olun. Ben ne istiyorum? ve ben ne istemiyorum? bu soruları sorup net cevaplar almaya çalışın kendinizden. Hayatta istediğiniz şeyi siz alabilecek potansiyeldesiniz. Hiçbir şey sınırlı değildir. Ama kendi oluşunuz ile ilgili sınır çizin. Sizin sınırınız olsun etrafınıza karşı, prensipleriniz olsun ve bunları ifade etmekten, uygulamaktan çekinmeyin.

İşte bu şekilde bir duruş ve bilgeliğe sahip olabilirsin. Zorlamalardan sıyrılıp nehirdeki su damlası gibi akışa geçebilirsin. Bugünlerde bu agresif ortam ve enerjiler içindeki insanların bunları duymaya ihtiyacı olduğunu biliyorum. İhtiyacı olanlara ışık olsun.

Exit mobile version