Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Annemizin ihtiyacı olan

Anneler günü geleneği, Antik Yunanlar’ın Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla başlar. Antik Romalılar da, ilkbahar festivallerini İsa’nın doğumundan 250 yıl öncesinden ana tanrıça Kibele onuruna kutluyorlardı.

ABD’de Anna Jarvis’in kaybettiği kendi annesi için 1908 yılında başlattığı anma günü, 1914 yılında kongrenin onayıyla Amerika çapında genişledi. Ülkemizde ise 1955 yılından beri kutlanmaktadır.

Amacı anneleri anmak ve onurlandırmak olması gereken bir gün, anneler günü… Ancak günümüzde kapitalizmin sevgi yumağı görüntüsünün mayıs kurbanı olmaktan öteye geçemiyor… Bu çerçeveden bakıldığında annelere sevginin kanıtı onlar için para harcamak tabii ki… Her yerde reklamlar ve anneye alınabilecek türlü türlü eşyalar, kampanyalar. En saf duygu olan anne sevgisini bile bir ekonomi canlandırıcısı olarak gören bir sistemin evlatlarıyız aslında. Hediyeler annelere değil, kapitalist sisteme çocuklarından bir anı mahiyetinde. Ve tam da istediği gibiyiz, sistem şahane evlatlar yetiştirmiş. Ne kadar satın alırsak o kadar mutlu ediyoruz sistem anayı. Bir düşünelim sevgili annelerimizin ihtiyacı gerçekten bir mutfak robotu mu? Böyle mi olmalı peki anne sevgisi? Hayır, aslında olmamalı. Ama yıllardır bizlere aşılanan bu düşüncenin kaynağı belki de geçmişte oyuncak ile susturulmamızdan kaynaklanıyor bile olabilir. Bir çocuğumuz belki iyi evlatlar olarak yetiştik, iyi eğitim aldık. Kimimiz yeterince sevildi, kimimiz sevilmedi. Ama birer yetişkin olarak bizleri ortak payda toplayan tek unsur hepimizin iyi birer tüketici olmamızdır. Şüphesiz bizler satın almayı çok iyi biliriz. Biyolojik annemiz değil, ama sistem bizlere her şeyin satın alınabilir olduğunu öğretti. Fakat harcamak değildir anneler günü…

Bir güzel sözdür, bir tatlı öpücük, hatta sıcacık bir bakıştır anneler günü. Bazen anlamlı bir teşekkürdür. Bazen içten bir dua, bazen ise özür dilemektir anneler günü. Bazen anneciğim diyebilmek, en önemlisi annelere zaman ayırabilmek ve kalplere saf mutluluktan bir sevgi kelebeği kondurabilmektir. O ilk ve eşsiz kalp atışımızın şerefine kadeh kaldırmaktır. Zaman ve sevgi, annelerimizin ödülüdür. Para harcamak değil, güzel anlarımızı biriktirmek olmalı gerçek sevginin amacı. Sadece para harcamış olmak, onun koşulsuz sevgisine layık olamayacak nitelikte bir davranış.

Bir de olayın daha vahim olan sosyal medya kısmı var. Cömert evlatlar mayısın ikinci pazar günü boyunca anneleriyle ve hediyeleriyle düşünmeden can acıtacaklar yine. Üstelik her yıl birileri tarafından hatırlatılmasına rağmen. Annesiz kalanları, yavrusunu kaybeden anneleri ve çocuğu olmayan kadınları düşünmeden bir kalp kırma günü olacak anneler günü yine.

Annelik içgüdüsel bir masumiyet hali. Ve onları mutlu etmenin tarifi de çok pratik aslında. Bir tutam empati, bir çimdik özgünlük, bolca kahkaha ve alabildiğince sevgiyi güven kabında ağır ağır kıvama gelene kadar pişirmek ve sonucunda ödülümüz karşılıklı gülen yüzler ve mutluluk olacaktır. Tıpkı ilk gülücüğümüz kadar masumdur annelerin ihtiyacı. Onlar gözümüzün içine bakarlar ve gördükleri her mutluluk pırıltısı anne kalbinde bir yıldız olur. Her annenin bu anneler gününde birer yıldız pırıltısında olması dileğiyle. Anneler gününüz kutlu olsun.

Exit mobile version