Aşk yürek, evlilik kafa işidir; aşkta gönül gözü açılır, evlilikte kapanır.
Zaten o yüzden “aşkta gözler kördür; evlenince açılır,” denilmiştir.
Bu benim söylemim değildir; bu makaleye konu olacak bir söylemdir.
Bildiğimiz göz için ise yukarıda yazdıklarımın tersi geçerlidir; eğer konuya körlemesine girmezseniz aşk ateşi alevlenemez ki zaten gönül gözleri açıksa insanlar evlilik denen ‘ticari anlaşma’ya girmez.
Mantık evliliği denilen saçmalık işte böyle icat edilmiştir; o zihnin bir oyunudur.
Kafatasımızın üzerindeki iki oyuğa yerleştirilmiş göz denilen o organları ise beynin soyut işlevi olan zihin yönetir…ve biz aslında gözlerimizle görmeyiz ancak öyle zannederiz.
Evet, gözlerin görmesi denilen olgu sadece bir fiziksel olaydır; ışığın kırılım olayıdır.
Nesnelerden gözlere yansıyan ışık, göz merceğinde kırılarak retinaya yansır, oradan zihnin çöplerini toplayarak geri döner ve gerçeğe uygun olmayan görüntüler oluşturur; böylece biz olanı olduğu gibi değil zihin filtrelerimizden yansıyanlara uygun şekilde görürüz.
Bu yüzden gözler aldatıcı görüntüleri, gönül gözü ise gerçeğin ta kendisini ortaya koyar.
Bu yüzdendir ki mantık evlilikleri insanı cehenneme, aşk evlilikleri ise cennete taşır.
Ben baştaki o söylemi evliliğe karşı olduğum için değil bu iki evlilik anlayışı arasındaki ayrımı doğru yapın diye -alıntı olarak- yazdım; bu böyle bilinsin…