Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Ben kimim?

Bir bebek kadar saf olmak… Hiç deneyimlemeyi düşündünüz mü? Ne kadar sürdürebilirsiniz?

Yargıdan uzak, her şeye  rağmen affedebilmek, sadece gözlemlemek, izlemek, korkusuzca adımlar atmak, hiç endişe ve kaygı duymadan geleceğe…

Tam bir teslimiyetle…

Bebekler bizim unuttuğumuz, bizim üstünü kapattığımız bilgilerle dünyaya gelirler. Enerjileri görür ve hissederler. Sezgileriyle hareket ederler, davranırlar. Biz onlara egoyu öğretiriz ve yavaş yavaş bu yeteneklerini köreltiriz. Büyüdükçe ego savaşları vermeye başlarlar. Artık o saf özden çok uzaktadırlar. Evden uzakta. Sezgilerine artık güvenmeyen…Yeteneklerini kaybetmiş, yaratım gücüne sahip olduğunu unutmuş.

Halife olduğunu unutmuş.

BEN olmayı unutmuş.

Atalarımızdan getirdiğimiz öğretileri hiç sorgulamadan nesilden nesile geçiririz.

Kendimize dönüp baktığımızda bu BEN miyim, dediğiniz oldu mu?

BEN kimim? diye sorduğumuz, sorguladığımız…

Kendi hayatımız yerine ya eşimizin, ya çocuğumuzun, ya annemizin, babamızın hayatını yaşıyoruzdur.

Mesleğinizi seçerken annenizin, babanızın gönlündeki mesleği seçmişsinizdir.

Akşam yemeğini eşin veya çocukların o yemeği sevdiği için yapmışsındır.

Sabah giydiğin kıyafeti arkadaşlarına hoş gözükebilmek için giymişsindir.

Yağan yağmurda ıslanmak yerine şemsiye açmışsındır.

O kadar yoğun düşüncelere sahipsin ki, her gün doğan ve batan güneşin  farkında değilsindir.

Ama hep bir mutluluk arayışı… Evin olduğunda mutlu olacağına inanmak, pahalı arabaya sahip olduğunda mutlu olacağına inanmak, giysilerin seni mutlu edeceğine inanmak…

Hayat elinden kayıp gitmekte, yavaş yavaş ölüme gidersin yaşanmamış yaşamda.

BEN kimim?

Hayat bu mudur?

Exit mobile version