Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Bugün ben kadınım

Değerli dostum kardeşim, Murat Tali, içinde olmaktan onur duyduğum Yuvaya Yolculuk dergisi için 8 Mart Kadınlar gününe özel bir yazı hazırlamamızı istediğinde,

Niye yalan söyleyeyim önce güldüm, sonra gözlerim nemlenmeye başladı…

8 Mart Dünya Kadınlar ya da Dünya Emekçi Kadınlar günü tarihi ile ilgili “okunmayan” sözcüklerden ibaret ahkam kesmek bana göre değil…

***

Başı önde yaşayan, yaşama sebebini dahi bilmeyen, her türlü ayıbın günahın alınlarına yazıldığı, celladı, katili, tecavüzcüsü belli olmayan kadınlardır benim alanım…

Bir aklı evvelin hatta çok aklı evvelin; “kadınsız dünya çok daha güzel olurdu” demesini nasıl anlamam, bunu insanlığın neresine koymam gerektiğini bile bilmiyorum…

Korkaklık bu aslında…

Evet, biz erkekler kadınların varlığından onların zekasından aklından yeteneklerinden “korkuyoruz”

Kendi utançlarımızı ayıplarımızı onların alnına yazıyoruz…

***

Dünya Kadınlar günü “çağdaş” kadınlar için nereden nereye gelindiğinin hatırlanması için son derece önemlidir ancak aynı önemi ülkemizde görmek neredeyse imkansızdır…

***

Yüzyıllarca sistemin kurbanı “çağdaş” kadınlar, var ve eşit olma yolunda verdikleri mücadele sonrasında kısmen de olsa “cinsel meta” olmaktan, sömürülmekten kurtulmuşlardır.

Ancak ne acıdır ki cinsel meta olarak görülmekten öte, ülkemizdeki siyasi çürümüşlük ve din sömürüsü yüzünden “kadınlarımız” haklı saygınlıklarını yitirme ile karşı karşıya bırakılmıştır…

Ülkenin batısından doğusuna güneyinden kuzeyine yerleşkelerinde kadına bakış açısı, yaşam ve eğitim alanları aynı değildir…

***

Batı dışında kalan bölgelerimizde “kadın istismarları” azımsanmayacak kadar çoktur…

***

Kız kardeşlerimizi, bacılarımız, yengelerimiz teyzelerimiz halalarımız, hayat arkadaşlarımızı hatta bizleri dünyaya getiren annelerimiz gözlerimizin önünde hak ihlaline uğruyorlar…

Şiddet görüyorlar hatta öldürülüyorlar…

Bırakın ekonomik, sosyal siyasal ve kültürel haklarını istemelerine en temel hakları olan “yaşam hakları” ellerinden alınmaya çalışılıyor…

Her türlü zorbalığa, baskıya dayatmalara rağmen hiç birimizin “kılının” dahi kıpırdamaması da çok manidardır…

***

Vicdanlarımız aklımız mantığımız bu kadar körelmişken kadınlarımıza 8 Mart Dünya Kadınlar günü üfürüklerine layık görmek adamlık ya da “insanlık” olamaz, olmamalıdır…

***

Sadece ülkemizde değil dünyanın hemen her yerinde kadınlar “bedenleri” üzerinden sömürülürken kendi öz benlikleriyle ve kendi özgür iradeleriyle yaşamalarına izin verilmiyor…

Ülkemizin batısında yaşayan kadınlarımızın sahip oldukları hakların ve özgülüklerin yüzde birine bile sahip olmayan yerleşkelerimiz var…

Örneğin, “Doğu da” kadının konuşma hakkı yoktur. Kadın sadece kadındır, namustur, başkası göremez başkaları dokunamaz, bedeni de benimdir ruhu da…

***

Kadınlar erkeklerin kurduğu “hapishanenin” baş mahkumlarıdır…

Bu hapishanenin kurallarına uymayan, başkaldıran, itiraz eden, yönetim anlayışını değiştirmeye kalkan, batıdaki, diğer çağdaş ülkelerdeki kadınların yaşam biçimini talep edenlerin sonu “ölümdür…”

Gerekçesi ise son derece basit; namus…

Evet, ben kadınım ama bireyim, ben seninim ama aynı zamanda  “insanım” diyemiyor kadınlar…

***

İlginçtir ki tarih bile sadece kadın hakları söz konusu olduğunda “tekerrür” ediyor, kadın hakları bir türlü en üst seviyelere çıkmıyor…

***

Bendeniz 8 Mart Dünya kadınlar gününde yani bugün, ben kadınım…

“Bugün ben kadınım”

Başlığını bilerek ve yazarken kadınlarımız kız çocuklarımızı adına başımı öne eğerek attım…

Gönül isterdi ki,

Dil, din ırk cins ayrımı olmadan, sosyolojik politik siyasi ve ideolojik anlayışlara malzeme yapılmadan, ülkemizde ve tüm dünya da aynı mekanlarda “insanca” yaşamı paylaşabilseydik…

Hadi vazgeçtim aynı mekanlarda olmayı, ayrı mekanlarda olsak bile aynı şeyleri düşünmeyi hissetmeyi becerebilseydik…

***

Cumhuriyetin tüm kazanımları sayesinde haklarına kavuşan, bu sayede bugün en tepede olan bazı kadınların “90 yıllık enkaz kaldırdık” dediği bir ülkede,

Çağ dışı kılık kıyafetlerin kadınların namusunu koruduğuna inanıldığı bir din anlayışının varlığında,

Kadın olmak bu kadar zorken, tek ses ve birlik olmalarını ummak da çok zordur. Ancak biliyorum ki; “mücadelesi olmayanın zaferi de olmaz…”

***

Dünyanın en güzel varlıkları el öpülesi “kadınlarımız” 8 Mart Dünya Kadınlar gününüzü içtenlikle kutlarken, umut en büyük zaferdir, bu nedenle; zafer için onurunuz için,” umudunuzu” hiçbir zaman yitirmemenizi diliyorum…

Unutmayın; bu ülke ve dünya sizlerle çok güzel ve sizler sayesinde “mucizelerle” doludur. Yaşattıklarınız ve yaşatacaklarınız için kalben teşekkürler…

 

En içten sevgi ve saygılarımla…

Exit mobile version