Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Bugün Kendim İçin Ne Yaptım?

Hepimiz hayat koşuşturmacasının içinde yuvarlanıp gidiyoruz. Sabah kalkıp çayı demleyip, çocuklara kahvaltı hazırlayıp, onları okula yollayıp, koştur koştur giyinip işe gidip onlarca mesaj, onlarca telefon arasında iş yetiştiriyoruz.

Çalışan kadınlarda çalışmayan kadınlarda aynı şekilde nefes almadan koşturup duruyorlar. Çalışanlar hem işyerinde performans gösterip hem eve gelip her şeyin düzenli bir şekilde yürümesini sağlarken, çalışmayanlarda aynı tempoda çocukların doktorları, veli toplantıları, kuru temizlemeye verilecekler, alınacaklar, market alışverişi, eve yetiş okuldan dönen çocukları karşıla doyur, perdeleri yıka, kendilerine çıkarabildikleri kadar iş çıkartıyorlar ve nefes almadan günü akşam ediyorlar.

Hatta onların mesaisi 24 saat sürüyor ev ahalisi yatana kadar yemek servisi, sofra toplama, bulaşık meselesi, çay kahve servisi, formalar ütülenecek, arada belki çamaşır yıkanacak, ertesi gün yapılacak işlerin, alınacak şeylerin listeleri hazırlanacak, çocukların ödevlerine yardım edilecek.

Listemiz sonsuza kadar uzayabilir. Bu arada bir gün içinde kendimiz için ne yapıyoruz? Hayatı böyle yaşamak gerçekten yaşamak mı? Hiç durup düşündünüz mü? Size bir anne, ev kadını ya da iş kadını rolü verilmiş siz de bunu benimsemiş ve nefes almadan oynuyorsunuz. Gerçekten siz bu musunuz? Hiç başka bir şey yapmak istemediniz mi? Hayatı hiç sorgulamadınız mı? Bunu ergenlik yaşlarında hepinizin biraz olsun aklınızdan geçirdiğinizi biliyorum. Hayatın gerçek amacı nedir? Buraya ne yapmaya geldim? Sonra bu saçma düşünceleri bir kenara bıraktınız ve herkes nasıl yaşıyorsa siz de öyle yaşamaya kendinizi adadınız. Sonuçta herkesin yaptığı doğru olandır diye düşündünüz ama acaba gerçekten öyle miydi?

Artık bu koşuşturmaya biraz ara vermenin, kendinizi gerçek benliğinizi tanımanın zamanı geldi. Size verilmiş olan rolü bugüne kadar çok güzel oynadınız. Ve kimsenin size çok güzel oynadığınız için madalya vermediğini de biliyorum. Biraz kendinize dur deyin. Hayatta en zor şey Hiçbir şey yapmamaktır. Çünkü deli gibi hiç durmadan konuşan zihniniz, sizi sürekli bir şeyler yapmaya zorlar.

Asla boş durmamanız için elinden geleni ardına koymaz. Ona biraz karşı koymaya çalışın. Durun sadece durun. İster durup denize bakın ister gökyüzüne ya da yıldızlara ama yalnızca durun ve nefes alın. Kendiniz için yapabileceğiniz en iyi şey bu. İnanın. “Durup nefes alsam ne olacak? Beş dakika sonra yeniden aynı koşturmacaya dönmeyecek miyim?” Diye düşünmeyin. Çünkü bunu size düşündüren yine zihniniz. Zihin sizi ele geçirdi ve onun oyuncağı oldunuz. Bunun artık farkına varmanız gerekiyor.

Onun esiri olmaktan kurtulmanız gerekiyor. Durun! Nefes alın, verin, Alın, verin. Hiç olmazsa günde beş dakika bunu yapın. Yavaş yavaş sakinleştiğinizi, dinginleştiğinizi ve hayatınızın daha rahat akmaya başladığını fark edeceksiniz. Bunu yaptıkça içinizde bir mutluluk kıpırtısı hissedeceksiniz. Mutluluğa giden yol dışarıda her şeyin mükemmel olmasında değil, mutluluğa giden yol içinizin dinginliğinde.

Herkesin hayatının gerçek amacına uyanması dileğiyle…

Sevgiyle…

Exit mobile version