“Seni Seviyorum” diyebilmenim duygusal özgürlüğünde miyiz? Ya da dayanılmaz ağırlığında mı? Zihinler burada karışabilir hatta beyinler yanabilir. Yaşam sevgi üzerine kurulmuş ve hatta evrenin özü sevgi iken bu çelişki neden?
Ey güzel dostum, ruhsal yolculuğumuzda aydığımız bir gerçek var ki; her canlı farklı bedenlerde olsa da ruh kaynağı tek ve tartışmasız aynı. Birbirinden ayıran ve ayrışsan yaşamsal deneyimler ve ruhsal tekamüldür.
Sen hangi deneyimdesin? Tekâmül yoluna geçebildin mi? Yoksa hala zihnin karışık ve anlam veremediğin yaşam deneyimleri / deneyimlerin mi var. Olabilir dostum, olabilir… bu karmaşaya da izinlisin. Evet, evet izinlisin. Kendine özgür alan tanı ve izin ver duygularınla karşılaşmaya. Ve kendine dürüstçe bak.
Bir durumda, sadece durum daha da büyümesin düşüncesiyle ve aynı anda kaybetme korkusuyla “seni seviyorum” dedin mi hiç! Ve sendeki ağırlığını fark ettin mi canım dostum. Kaç kez sana aynısı yapıldığını düşünerek sevgiye güvenin kalmadı…
Seni, ruhunu, özünü seviyorum diyebilmenin özgürlüğünde kal ve kendine iyi davran can. Özünle sevemiyorsan “seviyorum” kelimesini kullanmaman önerimdir. Hatırla O ruh da senin bir yansıman ve sana seni anlatıyor. Sadece anlamayı seç ve öz sevginin hafifliğinde kal. Anlamak da sevgimin bir dilidir.
Sözde değil, özde sevgi ile buluşalım.