Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Ezoterik Yengeç Burcu

Ezoterik Yengeç Burcu 21 Haziran – 21 Temmuz

Doğal Zodyak Kuşağında vakit Yengeç Zamanına geldiği zaman yaz ekinoksuna girmiş oluruz. Gece gündüz eşitlenmiş Güneş’in bize yakınlaştığı dönemlere geçiş yaparız. İkizler Burcu zamanında havalanan polenler tohumlar artık Güneş’in sıcacık ışığıyla beslenmeye ve büyümeye başlar. Yengeç Burcu bize gerçek sevginin bizi ısıttığını gelişimimize katkıda bulunduğunu yetişkin bir birey olmak için sevginin ne kadar önemli anlatır. Güneş, su (duygu) elementinin ilk burcu olan Yengeç’e geçiş yaptığı zaman içgüdüsel olarak sevdiğimiz insanlarla bir arada olmak, duygusal bağlarımızı güçlendirmek için duygusal güven dünyamız aktifleşmeye başlar. İkizler’in değişken enerjisinden çıkan hayatımız Yengeç’in sakin sularında dinlenmek güvenli alanda olmak ister.

Yengeç Burcu’nu Ay yönetir. Ay bizim hem ruhaniyetimizin duygularını, hem nefsani duygularımızı temsil eder bununla birlikte anne ve atalarından dişil enerji karmasını bilinçaltımızın kayıtlarını da temsil eder. Ay mitolojide çok geniş bir perspektifte yer almıştır her ırkın dişi arketipi birbirine benzese de ırkların edindikleri ilim doğrultusunda tasvirleri farklıdır. Ana arketip olarak ‘anne’dir. Yengeç Burcu anne sevgisi demektir. Bu durum sadece annelerimiz için geçerli olan bir şey değildir içsel dişil enerjimizin ulaştığı en maksimum sevgi enerjisidir. Bu hepimizde vardır Yengeç Burcu hepimizin haritasında olduğu gibi. Ay, Yunan mitolojisinde Hyperion ve Theia ’nın kızı olan Selene, Güneş tanrısı olan Helios’un kardeşidir. Diğer bir mitolojik efsaneye göre Ay tanrısı Artemis veya Diana’dır. Artemis, Zeus ile Leton’un kızı, Apollon’un kız kardeşidir ve Phoebe olarak da bilinir. Ay tanrısı Yunan mitolojisinde Artemis ve Roma mitolojisinde Diana olarak da anlatılır. Mısır’da İsis olarak da tasvir edilir.

Aslında ay içimizdeki dişil enerjiyi anlatır. Tasavvufta Ay özel bir öneme sahiptir. İslam Astrolojisi’nde en yüksek ruhani/manevi mertebesinde Hz Adem’in inciler içinde oturduğu tahttır. Adem, içimizdeki ‘manevi insan’dır. Ruhaniyetin gerekli saflığa ulaşması için nefs terbiyesinden geçmiş eğriyi doğruyu hakka göre ayırabilen, buna göre davranan ve yaşayan insan soyunun ruhaniyetidir Adem. Bunun kaynağı ise aşktır. Aşk ise ‘saf sevgi’yi ifade eder. Şehveni bir aşktan bahsetmiyorum. Beklentilerden arınmış yargılardan arınmış saf sevgi. Tıpkı bir annenin bebeğini sevmesi gibi. Çünkü sevgi ‘var’lığı gereği bir bedel istemez ve beklemez o zaman sevgi olmaz. Sevgi, sadece sever. Aksi türlüsü koşullu sevgi olur o zaman saflığını kaybeder araya başka niyet karışmıştır. Bu ruhani hal Adem’in kalbi ve duygusudur (ay). Bu bilinçte (Güneş) yaşaması ise Adem’in eril yönüdür. Güneş ve ay birleştirmiştir artık. Bu hal cinsiyetimizden bağımsız olarak içinde olduğumuz ruhani ve duygusal haldir. Bu durumda dengededir. Ay’n hilal konumu İslam Felsefesinde önemlidir. Hilal bir yeniden ruhani doğuşu simgeler. Tıpkı Ay’ın da temsil ettiği doğum/ölüm kavramları gibi. Tabiatı soğuk ve nemlidir. Elementi gümüş ve incidir.

Ay’ın 3 evresi içimizdeki dişil enerjinin dönüşümünü aslında duygusal tekamül sürecimizi anlatır. Diğer evreleri aşamalardır. Ay’ın hilal formu yenilenmeyi başlangıcı ruhun saflığını simgeler o yüzden içimizdeki masumiyet ve saflıkla ilgilidir. Dolunay evresi sezgilerimizin yükseldiği ve onları kullanmayı öğrenebildiğimiz olgunlaşmaya başladığımız ve belli bir sorumluluk almaya hazır hale geldiğimiz (anne) evreyi temsil eder aynı zamanda İslam Felsefesi’nde Muhammedi Bilince geçiştir. Kapanan ay ya da balzamik fazlar ise artık duygusal olarak en olgun olduğumuz büyük annelerimizi temsil eden bir içsel süreçtir. Balzamik faz manevi olgunluğun ileri aşamalarında artık dünyaya hizmet ettiğimiz zamandır.

Dünyaya dönersek Ay, Güneş’in ışığını bize taşıyandır. Güneş’in ziyası Ay yoluyla dünyayı aydınlatır. Eril dişil enerji prensipleridir. Bizim Güneş’imiz babamızı Ay’ımız ise annemizi temsil eder. İkizler Burcu’nda duyduğu seslerle iletişim kurmaya başlayan bebeğimiz Yengeç Burcu evresinde duyguları tanımaya başlar. İnsan bedenindeki ruh/öz ‘sevgiyi hissetmeyi’ tanımaya başlıyordur. Annesi ‘agu’ der bebek güler çünkü o ses onda bir duygu hissettirir. Bağırma çağırma gibi durumlarda korku duygusunu hissettiği için ağlamaya başlar. Bebek bu evrede gereken ‘sevgiyi hissetme duygusu’nu çok fazla geliştiremezse birey olma çağlarında ‘duygusal eksiklik’ hisseder. Yengeç Burcu, Doğal Zodyak’ta 4. Evimizi yönetir. 4. Ev duygusal güvenliğimiz, annemizle kurduğumuz bağ, annemizle kurduğumuz güçlü bağ aslında kaynağımızla (Allah’la) kurduğumuz güçlü bağları temsil eder, anne rahmi güvenlik alanımızdır, hiç bir sorumluluğu almamış tamamen sevgiyle beslendiğimiz tek hayat alanıdır. 4. Ev aynı zamanda aile içinde en mutlu hissettiğimiz zamanlar, en derinde kökenimiz atalarımız ve onlarla kurduğumuz duygusal bağları da ifade eder. Yengeç’in doğal evidir su evidir ve karma evidir. En derinde hissettiğimiz duygusal hassasiyetimizdir. 4. Evimizin burcu duygusal olarak tamamlanmak istediğimiz belki en zor hissettiğimiz ‘duygu’nun niteliğini anlatır.

Yengeç Burcu Ezoterizminde ruhsal sevgi bilincinin maddeye (bebeğe) aktarılmasıyla ilgilidir. Ruhani sevginin dünyevi yaşamsal sürecini başlatır. Ruhsal sevgi bilinci maddeye bağlanarak yaşamayı öğrenecektir. Ancak bunun için dünyevi yaşamda kök salmak gerekir. Bu yüzden aile, yuva kurmak, beslenmek, korumak, muhafaza etmek Yengeç Burcu ile tabir edilir. Bu kutsal sevginin ezoterik olarak bir yönü Neptün’e bakar. Bir yandan yeryüzünde yaşarken diğer yandan ruhsal olarak ‘sevgi’ye bağlıdır. Yengeç su elementinin öncüsüdür. Su duygu demektir aynı zamanda tasavvufta ilim demektir. Allah’ın ilmi suda yazılıdır. Suya Güneş ışığı vurduğu zaman orda bir klorofillenme bir yaşam başlar. Sevginin var olduğu yerde yeni bir yaşam başlar evlenmek gibi. Bu kadar sevgiye hassas olan bu burç söz konusu sevdikleri tehdit altındayken dişil olmasına rağmen koruma güdüsüyle davranır. Bir annenin tehdit altında olan bebeğini kurtarmak için hemen yerinden fırlaması gibi. Öncülüğü buradan gelir.

Yengeç Burcu psikolojisinde duygularıyla çok fazla bağlantıda olduğu için bilinçaltları çok yoğun çalışır suyun iletken yapısı onu etrafında gelişen olaylarla empati kurmasına neden olur bu da sürekli bilinçaltını uyarır. Ay’ın değişken halleri sürekli yeryüzü olaylarını etkilerken bizim üzerimizde de sürekli duygularımızın değişmesine neden olur, içine kapanıktır çoğu zaman neden bu kadar hassas olduğunu kendisi bile anlayamaz. En alt mertebede nefsani boyutta sevgiye bağımlıdır ve sevdiklerine aşırı bağımlıdır her sevdiği kişiyi ailesi gibi görmeye eğilimlidir. İstediği gibi duygusal güvence almadığında öfkelenir şiddetlenir öfkesinin önüne geçemezse nefrete ve kine döner. Besleme güdüsünden dolayı ya sevdiği kişinin sevgisinden beslenir ve besler ya da kendini güvende hissetmesi için anılara sığınır bolca anı ve bu anıları hatırlatan eşyalar biriktirir. Sevgisiyle sevdiği şeyi kıskaçlarına alır. Korunma güdüsüyle tehdit hissettiği an da kabuğuna çekilir ürkekliğiyle duygusal tepkilerini direk göstermek yerine kendi güvenli yolundan yan yan gider. Sürekli geçmişi düşünerek kendini güvende hissetmek ihtiyacından dolayı anılarına aşırı bağlanır. Tıpkı bir annenin çocuğuna olan aşırı bağımlılığı gibi. Anne sevgisi ilahi bir sevgidir karşılıksız akar. Bu sevgi içsel merhametle desteklenmediği zaman çocuğa karşı aşırı baskıcı koruyup kollayıcı ve kendi ayakları üzerinde durmasına engel olan bir sevgi biçimine dönüşerek var oluş amacından sapar. Saplantılı ve beklentili bir sevgiye dönüşür. Belki de sevginin en zor kısmı budur. Annenin (Yengeç Burcu’nun) sevgisini serbest bırakmayı kendi sevgisini birine bağlamaktansa özgürleştirmesini bilmelidir ya da öğrenmelidir. Kendi güvenli limanını kendi içinde yaratmalıdır. Sevginin bu en alt saplantılı/nefsani kısmını kişi aşmak zorundadır aksi takdirde sürekli sürekli duygusal kaosa süreklenecektir. Kendi duygusal güvenliğini etrafındaki ilişkiler düzlemindeki sevgilerde değil kendi içinde yaratarak içindeki sevgi hakikatini açığa çıkarmalıdır. İşler bu noktaya geldiğinde karşıt burcu olan Oğlak Burcu’nun aklı selim ve mantıklı bakış açısı Yengeç Burcu’nun artık çocuk gibi davranmasını bırakmasını isteyerek belli bir duygusal disiplinde davranıp Satürn’ün sabırlı ve soğuk yüzüyle eğitilmeye başlayacaktır. Tıpkı okula yeni başlayan ve birey olmayı öğrenmeye çalışan çocuk gibi. Yengeç ne kadar çocuk bilinciyle davranıyorsa Oğlak Burcu o kadar olgun insandır. Bu duygusal dönüşüm aksı doğal Zodyak’ta 4-10 aksını belirler. 4. Ev duygusal bütünlüğümüzün aile içindeki yerini temsil ederken 10. Ev ise toplumsal ve manevi alanımızdaki kariyerimiz başarımızdır. Ailemiz bizi olgun bir birey olmamız için destekler. 4-10 aksı birbirini sürekli tetikler. Çocukluktan olgunluğa doğru gelişen duygusal sürecimizi anlatır.

Bu enerjinin en üst mertebesinde (doğru kullanımında) Yengeç kişisi artık kendi duygularına hakim olmayı öğrenmiş ya da bağımlılıktan vazgeçmiş suçlamayı bırakmış, merhametini ve bu ilahi sevgisini etrafına yaymaya başlayarak çevresindekileri koruyup gözeterek bütün yaratılmışlara ayırmadan annelik yapmaya başlamıştır. Yüceliği buradan gelir. Sokak hayvanlarının anneleri bunun en güzel örneklerinden biridir.

Yengeç Burcu su elementi olması dolayısıyla Toprak Elementiyle dosttur. Duygular verimli topraklarla buluştuğunla ortaya yeni bir oluşum çıkar. Ateş elementiyle ilişkisi duygularını ısıtarak zıt prensibiyle farklı bakış açısı kazandırmaya yardımcı olur. Su her zaman dürtüsel olarak ateşe meyleder. Hava elementinin fikirsel dönüşümleriyle duygusal kafa karışıklıkları yaşar. Su grupları ise duygusal olgunluk için dönüşümüne yardımcıdır.

Yengeç Burcu;

Akrep ve Balık ile duygusal dönüşümünün aşamalarını yaşar.

Ateş Grupları,

Koç-Aslan-Yay ile elementsel olarak uyuşmasa da zıttıyla var olacağı için ateşin ısıtarak farkındalık yaratan enerjisiyle birlikte dönüşüm geçirir.

Hava Grupları,

İkizler, Terazi ve Kova ile fikirsel ve zihinsel düzlemde duygusal kafa karışıklığıyla muhakeme yeteneğini geliştirir.

Toprak Grupları,

Boğa, Başak ve Oğlak ile gerçekçi bakış açısı, istikrar ve sabır konusunda destek alır.

Pazartesi günleri Ay günüdür. Vaktin hükmünde Pazartesi Günü Ay’ın sözü geçer. Hiçbir gezegen kendi halkını yalnız bırakmaz mutlaka sahip çıkar çünkü enerjisiyle uyumluyuzdur. Yengeç Burcunun önemli işlerini Pazartesi Günü halletmesi onlara hayr getirecektir.

 

Kaynaklar:

Ezoterik Astroloji / Yeşne Karaca İren

Astroloji Dersleri / Barış İlhan

Mistik Astroloji / Öner Döşer

 

Exit mobile version