Adaletsiz kimseler kısa süreli kazancın peşinden koşan ahmaklardır. Bir süre sonra yaradanın onları farklı bir yoldan cezalandıracağını akıl edemeyecek kadar sömürüyle meşgullerdir. Bir insanın rızası olmadan elindekini zorla almaya çalışmanın günah olduğunun farkında değillerdir. Kötülere karşı ısrarla iyi niyetli olmak da kişinin kendisine yaptığı kötülüktür. Kendine layık gördüğü bu kötülük karşında yaradan tarafından ödül beklentisine girmek de iyi huylu cahilliktir. Çünkü yaradanın ışığını gözünde, ruhunu nefesinde taşıdığının farkında değildir. Hal böyleyken kendisine kötü davranana hala iyilik yapmak da kişinin kendisine yaptığı haksızlık, merhametsizlik, saygısızlık ve sevgisizliktir. Unutma diğerine verdiğin senin olacak diye kendini kaybedersen sende de sarılacak bir gerçek bırakmazsın. Seni sen olmaktan çıkarmaya hakkın yok. Buna yaradan tarafından onay yok. Kendine gelmelisin. Kendi bacağına ateş edersin. Bu kadar değersiz misin?
Yasağın hemen altında korku vardır. Korkunun altında kendini yaşamamış olan öfke vardır. Öfke diğeri de yaşamasın diyedir. Sorgulanmayan öfke kötü huylu cehalettir. Şu an dünya ruhsuz cehiller yüzünden acı çekiyor. Empatiden yoksun olanlar cehennemi yüreklerinde taşırlar. Bir ejderha gibi olur olmaz yakarlar yakaladıklarını.
Dün düşündüklerinin, iç geçirdiklerinin bugün önüne düşmesidir. İşte burada yaradanın seni gözlediğini, yanında olduğunu hissediyorsun. Ve sonrasında gelen tüm o halleri kabule geçerek aklını bir yanına, kalbini de diğer yanına alarak korkusuzca yürüyorsun. Farkındalık anda kaldığında iç sesinin diğeri tarafından seslendirilişidir. Farkındalık bir anda sana çarpan bir ışıktan sonra ilahi bir varlığa dönüşmek değildir. Yine insan boyutunda kalarak, dengeyi kaybetmeden yaşama halidir. Aydınlanmak farkındalığın çeşmesinden tıka basa doymaya çalışmak değil, an be an içinden geçerek gerçekleşir. Aç gözlülük insanın sonunu getirir. Daha fazlasını isteyenler, inançsızlar, dengesizler, hadsizler, aceleciler, huysuzlar ve huzursuzlar altın yumurtlayan farkındalığının önünü keserler. Sonra hızlarını alamaz diğerlerinin farkındalıklarına göz dikerler. Hak yemeye başlayan, haksızlık eden kişilerin yüreğini tıpkı aşka layık olmayanları terke eden aşk gibi terk eder farkındalık da. Farkındalık ancak kalbi yüreği güzel, özü sözü bir, niyeti temiz, ahlakı kendi ailesine baktığı gözü gibi olan, adaleti boyunlarına kılıç yapan abdallara görünür. Hak etmek için hak yememek gerekir.
Farkındalığı kötüye kullananlar iyilerin elindekini kendisini yüce bir varlıkmış gibi göstererek sömürenlerdir. Böyleleri henüz kendine uyanamamış kimseleri bir vampir gibi kalbinden yakalayarak kanını kuruturlar.
Her şeyin zıddı vardır. İnsan neresinden tutarsa orası elinde kalır. Duygularda kendi içlerinde iyi- kötü diye ayrılırlar. İyi ve kötü diye niyelendirdiklerin de kendi içlerinde ikiye ayrılırlar. Bu tıpkı ayrıla ayrıla oluşan insana benzer. Ana rahminde oluşan bir bebeğin hücreleri gibi oluşturuyorsun içini. Farkında mısın?
Beyin hücrelerinin dağılımı dünyadaki elektrik telleri gibi. Alıcı verici örücü teller. Düşüncelerinle bir uçtan diğerine örülen zihnin karmaşıklığına ne kadar da benziyor değil mi? Örümcekler de nedensiz yaratılmıyor hani. Sürekli geçmişin sofrasından kalanları yeni pişirdiklerine ben böyleyim diye ekliyorsun. Sen böyle misin? Emin misin? Geçmişi ısıtmadan şu an pişirdiklerinden tadamıyor musun? İçini karıştırmayı dalgalandırmayı, huzursuzluğu yaşamaktan saymayı ne kadar da çok seviyorsun. Farkında mısın?
Sevgiler