Son zamanlarda herkes işlerinin yolunda gitmediğine ve onların yarım kalmasına, tam olmak üzereyken olmadığına dair yakınmalara başladı.
İlk başlarda ben de ciddi bir şekilde bu duruma nasıl bir açıklama getirebilirim diye düşünüyordum. İlk aklıma gelen, elinde olanlara önce şükret ve sonrası için endişelenme diye bakış açısını rahatlatmaya çalışıyordum. Hala da bunu hem kendim için hem de diğerleri için yapmaya devam ediyorum. Sağlımız yerindeyse geri kalan gerçekten de çok önemli değil sevgili dostlarım.
Şimdi buraya kadar okuduysanız, bundan sonrasında açıklamalar biraz daha farklı olacak. Yazıyı lütfen şükür duygusu içinde okumaya devam edin. Derin bir nefes alın ve elinizde olan her neyse ( en başta aileniz, eviniz, arabanız, paranız vs.) derin bir şükran duygusunda olmaya devam edin.
Bu sabah yine birçok kişiden yazının ilk paragrafıyla ilgili mutsuz ve çaresiz mesajlar almaya devam ettim. Birden içimden yükselen bir bilgiye dikkatimi verince gerçekten farklı bir noktaya geldim. İçimdeki ses bana bu mesajı yayınlamamı ve bu mesaja çekilenlerle veçhe çalışması yapmamı söyledi.
Mesaj neydi ?
“Şu an da içinizden geçtiğiniz ve kasti olarak yaratılan, kazanmama, kaybetme, huzursuzluk, mutsuzluk enerjileri çok güçlü bir enerjiyle meydana gelmiş durumda. Kazandığınız her bir kuruş bu enerjinin kontrolüne geçmiş durumda.
Çok çalışılmasına rağmen ve de hatta para kazanılmasına rağmen, gelir-gider tablosunda konu, daima giderlerin çok daha fazla olmasıyla da çok alakalı.
Projeleriniz bir anda yerle bir oluyorsa
Kazandığınız paralarınızı zamanında geri alamıyorsanız
İş ilişkilerinizde son derece basit konular olmasına rağmen bir anda anlaşmazlıklar meydana geliyorsa
“Yarın bu iş biter “ gözüyle aldığınız sözler yerine getirilmiyorsa
Sürekli yalanların söylendiği insanlarla muhatap olmak zorunda kalıyorsanız
Sanki başta bir patron var ve ne yaparsanız yapın, ona borcunuzun asla kapanmayacağı bir hisle uyanıyorsanız
Adeta bir kara delik ve var sizi her an yutuyor duygusuyla geceleri huzursuz uyanıyorsanız
Ebeveynlerinizin size ihtiyaçlarınız için harçlık verdiği günlerde; nereye harcama yapacağınızın bilgisinden onların çoğunlukla haberleri olurdu. Bu da aynıdır sevgili dostlar. Kendinizi bu enerjiye hesap verirmiş gibi sarmalanmış hissediyorsanız
Babanızdan ya da annenizden harçlığınız bittiğinde, tekrar destek almak istediğinizde; ilk duyacağınız “ ne alacaksın” sorusu gibi hesap vermek zorunda kaldığınız bir patronunuz var gibi düşünüyorsanız.”
Mesajın bundan sonrasını daha da iyi anlamak için burada biraz duralım sevgili dostlarım. Derin bir nefes alın. Enerjinin sizde de meydana gelmiş haline odaklanın ve nefesinizle onun içinizden özgürleştiğini hayal edin. Nefes alın ve verin.
Bu kasti olarak yaratılan bir enerjidir. Buna başlık atmak istiyorum.
HARAÇ ENERJİSİ VEÇHESİ!
Bu öylesine güçlü bir enerji olarak meydana gelmiş durumda ki; adeta “ benim haberim olmadan, benim sana biçeceğim paranın, huzurun, sağlığın, mutluluğun dışında asla ayakta kalamazsın,” diyor. Bunu illa maddi olarak yazmadığımın altını kırmızı harflerle çiziyorum. Ancak konu şu anda maddi kayıpların ağır basması olduğu için, biraz daha buraya yükleniyorum elbette, ama geri kalan maneviyat zaten birincil olarak bu durumdan etkileniyor.
Bu neden yaratıldı ? Ya da neden yarattık ?
Haraç enerjisi, sadece almaya yönelik bir enerji. Vermekten hoşlanmıyor. Bir dileğinizin olması için, nasıl dua ediyorsanız ve olduğunda da, bu duanın işe yaradığını nasıl biliyorsanız; burada da durum aynı şekilde meydana geliyor.
Haraç enerjisini bir havuz gibi düşünün. Milyonlarca kişinin ortak kullandığı bir havuz ve sadece almak üzerine çalışıyor. Çok kuvvetli bir enerji. Sadece ben veriyorum, karşılığında hiçbir şey alamıyorum dediğimiz için yarattığımız bir enerji. Kolaylıkla da gideceğe benzemiyor.
Koşulsuz vermediği için karanlığa gitti. Verdiği zaman beklentilerle almayı düşlediği için kuvvetlendi ve vermenin ve bundan dolayı kullanıldığının acısıyla da besleniyor. Bunu kaybetmek istemediği için de daimi olarak bu oyunu sürdürüyor.
Sadece verdiğinizi düşünün bu havuza. Almak istediğinizde, kaşlarını çatarak sizi oyun dışı bırakıyor. Ben ne istersem o kadarını alacaksın. Milyonlarca kişinin hepsinden de haberi var. Alım güçlerinden, yapacağı işlerinden, kazanacağı kardan, başarısından vs. Hepsinden haberi var.
Bu kasti enerji adeta evimizin içinde yaşıyor. Görünmüyor, duyulmuyor, bilinmiyor ama var.
Bütün amacı kontrol etmek ve yönetmek. Tek bir güç haline gelmek ve kasti olarak yaralamak hatta ölümcül sonuçlara götürmek.
Eskiden toplu ölümlerle insanoğlu yok edilirdi, şimdi bireysel olarak ve daha sonra toplumsal olaylarla yayılması çok kolay olan meydan getirilen bu enerjiye dur deme zamanı gelmiştir.
Şimdi bunun farkındayız. “ HARAÇ ENERJİSİ.”
Derin bir nefes alın ve rahatlayın. Bu gerçekten şu ana kadar fark edilmediği için, daha da güçlenmişti.
Şimdi onunla konuşacağız. Ona verdiğimiz ve yüklediğimiz misyonu geri alıp, onu dönüştüreceğiz.
“Seninle büyük bir deneyim yaşadık. Sadece vermeyi ve hiç bir şekilde almayı düşünmediğim bir hayat deneyiminde seni yarattım. Bu dengesizliği de bilmek istedim. Kendimi sabote etmeyi, yaratıcılığın olmadığı kör noktayı keşfetmek istedim.
Sen haraç veçhemsin. Koşulsuz vermeyi deneyimlemek isterken seni yarattım ancak sonra senden giderek uzaklaştım ve seni gri alanda hapsettim. Ancak artık senin farkındayım. Şimdi tekrar bana geri dönmeni ve bana alma-verme dengesinde hizmet etmeni istiyorum.”
YUVAYA-ÖZÜME HOŞGELDİN
Bunu yaparken ondan özür dilemenize, kızmanıza, başkalarını suçlamanıza ve ona şefkat duymanıza gerek yok. Sadece onun farkında olmanız yeterli. Bunun zıt kutbunu-beklentili vermeyi-haraç enerjisini farkında olamadığınız için, sevginin dışında, zihnin içinde aynı şekilde yaratmıştınız.
Şimdi yine aynı şekilde onu geri çağırıyorsunuz. Milyonlarca insanın yarattığı enerjinin, size hizmet etmek için geri döndüğünü hayal edin. O, şimdi geri dönüyor. Sizin dikkatinizi çekmek için yollar aramıştı ancak bunu yapamadı. Yaralandı. Hırpalandı. Hastalandı. Çıkış yolunu ona şimdi siz göstereceksiniz.
YUVAYA-ÖZÜME HOŞGELDİN HARAÇ VEÇHEM!
O geri geldiğinde, sizin yaratım enerjisiyle onu yarattığınızın bilincinde olmanız gerekir. “Milyonlarcasının yaratımı, benim değil” diyemezsiniz. O bunu istemiyor. O sadece sizin aracılığınızla da bunu yapmanızı, ve sorumluluğu almanızı istiyor.
Siz bunu yapmaya devam ettiğinizde, bunun kalıcı bir şekilde olmasını istiyor. Size geri gelmesi için, tüm kaybetme korkularınızdan arınmış olmanızı görmek istiyor.
O’nun geri geldiğini nasıl anlarsınız ?
İçinizde derin bir huzur meydana gelmeye başlar.
Alacaklarınız size daha rahat gelmeye başlar.
Verdiklerinizle ilgili endişe duymazsınız.
Kaybetme korkunuz özgürleşir.
Daha mutlu ve sağlıklı olmaya başlarsınız.
Yaşlanmayan bir enerjiye sahip olursunuz.
Bolluk her yerde baş gösterir.
Alma-verme dengeniz yeniden düzenlenir.
Depresyonun biter.
BEN BEN’İM ENERJİLERİ DEVREYE GİRER.
Ve de öyledir.
