Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Her Gün Yeniden Doğmaktır Hayata

Her gün yeniden doğmaktır hayata. İnsan, anlam arayışıyla her yeni gün yeniden kendine doğar. Yaşamının anlamını keşfe çıkar merakla. Kendini aradığı yolculuğunda, hayata dair soruları ve yanıtlarıysa yine kendinde saklıdır. Hayatına anlam katan her ne varsa, en vazgeçilmez değerleridir hazinesinde. İnsan hayatını kendi iradesiyle dönüştürendir. Ve hayat duyumsadığımız anlardan ibarettir.

Hayatı duyumsamak

Var olmanın hazzını bütün benliğinle hissetmek

Görünenle yetinmeyip, ardındaki hakikati aramak

Kelimelerde saklı manalarda yürümek

Seste, sözde, gözde ve kalpte samimiyeti görmek

Derinlik taşımayan her ne varsa uzaklaşmak usulca

Bulanmadan ve sükunetle süzülmek kendi yolunda

Hayatı duyumsamak

Hissetmek için dokunmak

Dokunduğunda bağ kurmak kalben cesurca

Tutunmadan hiçbir şeye, bağlılık hissetmek hak edene

Var olan her güzellikte kendinle buluşmak ardından

Sevgi tadında yudumlamak, ab-ı hayatı doyasıya

Zaman yanılsamasından sıyrılmak

Anın görkemli koynunda var olmak hakkınca

Hayatı duyumsamak

Bütün zincirlerinden kurtulup, ruhunla ve yaşanmışlıklarınla

Öz benliğinle olabilmenin hazzına varmak

Hayatın her anını, kendi zarafetinde yaşamak ve yaşatmak nazikçe

Ve bir damla misali karışmak ardından sonsuz deryaya

Tanınmış yazar ve gazeteci Sandor Marai’nin de savunduğu üzere “Hayatın anlamı kalbimizi, ruhumuzu ve bedenimizi dolduran ve sonra sonsuza dek yakan bir tutku” değil midir? Tutku abı hayattır.  Besler, büyütür, canlı kılar ve çoğaltır. Tutku ruha doyum sağlar. Hayata anlam katar. Ölümsüz kılar yaşam arzusunu.

Avusturyalı nörolog ve psikiyatrist Victor Frankl “Hayattaki anlam arayışı, yaşamın amacıdır” fikrini dile getirmiştir ki, insan her daim tutkuyla arayış içinde olandır. Kimi zaman kendinde bulur anlamı insan. Kimi zaman kendi dışında gayrısında ve hayatın akışında. İnsanın arayışı biterse, anlamsızlığın karanlığında kayboluş kaçınılmazdır. Kaybolmuş olan bulabilir mi hakikatini?  Hayat duyumsadığımız anların enginliğinde saklıdır. Bir damla misali karışır insan deryaya, ebedi anlam arayışıyla.

Hayat üzerinde usulca süzüldüğümüz uçsuz bucaksız derya

Kimimiz her anını duyumsar

Kimimiz kapılır hırçın dalgalarına

Her kanat çırpışımızda karışır sesimiz rüzgâra

Kimimiz kalabalıklar içinde ürkek

Kimimiz tek başına cesaretle yol alır

Hayat bütün fazlalıkları vurur kıyısına

Her dalgada bir parçamız eksilir avuçlarımızdan

Her fırtına savurur ruhun zerresini aslından

Kimimiz dinler, rüzgȃrın sesini huşu içinde

Kimimiz kendi gürültüsünde, özünden ırak

Hayat alır götürür, her birimizi kendimizden kendimize

Kimimiz farkında

Kimimiz derin uykusunda biçare

Kimi zaman gökyüzü puslu mateminde

Kimi zaman ılık bir meltem okşar ruhumuzu

Gök kubbe aralamış perdelerini sonsuzluğa

Gün vakti dahi yıldızlar apaçık seyirde

Hayat her vakit hisseden gönüllerde

Bir martının kanatlarında, her anıyla özgürlük tadında

Hayat tutkunun dalgalarında, okşar ruhumuzu hafiften alabildiğine

 

Hayatı her gün yeniden doğmuş gibi yaşamak varken, nedendir sebepsiz kaygılarla sürüklenmek. Korku geleceğin bilinmezliğine demir atmak değil midir? İnsan zamana hükmedebilme kudretindedir oysaki. Gelecekse bugüne seraptır sadece. Her günü anlamlı kılmak ve hakkını vermektir aslolan. Bugünümüzde harcadığımız değerlerimiz, bizi yarınlara eksiltir acımasızca. Ve kayboluruz zamanın koynunda nedensiz.

Zamanın koynuna serpilmiş her bilgi, ab-ı hayatı sunar ayaklarımıza. Bilginin tutkuyla izini sürmek, farkındalık kazandırır. Her koşulda farkında olanlardır, zamanın efendisi. Zamana hükmedenlerdir gücünü elinde tutanlar ebedi. Güç ne akılda, ne bedendedir. Nihai güç, bilgeliğin saklı kudretindedir. Hayatsa bizi zamansız bilgeliğe götüren, derya misali enginliktedir.

Hayata her gün yeniden doğmak ne güzeldir. Bir çocuğun gözlerindeki heyecanla çoğu zaman. Ürkek adımlarla emekleyerek kimi zaman. Güvenle tutunarak belki ya da koşar adım yürüyerek zaman zaman. Hayatı duyumsayarak yaşamak gerekir insanca. Ve tüm canlılığını hissetmek ruhumuzda.

Hayata nefes olmak her yeni günde, tutkuyla doğmak değil midir yeniden…

O zaman ne dersiniz hayatın her gününe yeniden doğmaya sevgiyle, umutla, heyecanla…

Exit mobile version