Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Her pazartesi sabahı diyete uyananlardan mısınız?

Niyeti mi Bozduk Diyeti mi?

Bir önceki yazıda tüm bozulmaların niyeti bozmakla başladığından bahsetmiştim. Niyetin saflığı, güzelliği ve derinliğinin, eylemlerin istikametine de yön verdiğini ve niyetin bozulmasının insanı özünden bir adım daha uzak düşürdüğünü yeniden hatırlamak isterim. Konunun niyet ile ilgili kısmını bir önceki yazıda anlattığım için bugün diyetin bozulma hikayesini, diyetisyen kaleminden kendi deneyim ve gözlemlerim üzere aktarmaya çalışacağım.

Her pazartesi sabahı diyete uyanıp, günün sonunda kendimizi nasıl uyuturuz? İçerideki sabotajcıyı tanıyor musunuz? Bize niyeti ve diyeti bozduran bu yaramaz sabotajcıyı biraz daha yakından tanımakla başlayalım o vakit. Hepimizin içinde kimi zaman bizi atalete düşüren, hırslandıran, iradesizleştiren kimi zamanda niyeti bozduran bir sabotajcı vardır. Bu sabotajcıyı görmezden gelmek, duygu ve zihin evini bu kımıl zararlısı konakçıya teslim etmek; konakçının seni kendi beden evinden kovmaya çalışmasına benzer. Peki ne yapmalı, vücudunun bir böcek ilaçlama sistemi var; fakat nasıl devreye girer bu sistem?

Bilmeliyiz ki kökünü kurutmadan yaptığımız hiçbir adım bizi istediğimiz sonuca götürmez. O sebeple öncelikli sabotajcıyı yargılamadan, aşağılamadan, eleştirmeden gözlemlemekle başlayalım. Hayat boyu size eşlik edecek bu arkadaşı iyi tanıyalım, yola nasıl refakat etmesi gerektiğine de biz karar verelim. Arsız bir çocuk gibi yol boyu kendi dediğini mi yaptıracak yoksa sessizce arkanızdan tıpış tıpış mı gelecek ? Ve soru, bir çocuk neden arsız olur ? Cevabını hepimiz biliriz ki; hiç hayır denmemiştir ve her istediği yapılmıştır. Şimdi bu söylenileni ; içerden sabote edildiğiniz her şey için görebilirsiniz ama konumuz niyet ve diyet.

İşte diyeti de sabote eden şey, genel olarak hayır diyemeden elde ettiğimiz alışkanlıklardır ve alışkanlıklar arsızdır. Tekrarlı davranış kalıpları, beynimizde sinaptik yollar oluşturarak alışkanlık/bağımlılık yaratır. Bu oyunu bozmak kolay değildir; pratik gerektirir. İlk olarak davranış kalıbının beslendiği duyguyu ve bağlantılı değerlerini iyi görmek gerekir. Duygusal açlık, değersizlik hissi, negatif beden algısı, korunma iç güdüsü vb birçok sebep, yeme alışkanlığınız üzere tesir yaratmış olabilir. Hayatınızda her alanda kendinizi gözlemlemeden ve kısır döngüden çıkmak için çaba sarf etmeden, bu kök nedenleri çözme ve dönüştürme şansımız olamaz. Alışkanlıkları kırmak, oyunu bozmak için pratiği, beden üzerinde deneyimlemeniz gerekir. Negatif yerine pozitif davranış kalıpları oluşturmak , yeni sinaptik yollar geliştirmek için eski yolları kullanmayıp, yeni yolu defalarca deneyimlemeli insan ki dönüşebilsin. Kaybolmayan ama ışığı azalan eski yolun varlığının hep var olacağını unutmadan, hangi durumlarda eski yolları aktif edebileceğini de gözlemlemeli ve deneyimlemeliyiz. Bunun için de hata yapmalıyız aslında J Farkındalıkları, yek vücut idrake dönüştüren şeyler, sağlam bir ders ile yinelenen hatalarımızdır. Çünkü bizi hatalara sürükleyen karanlık tarafımız ; aynı zamanda bizi aydınlığa yani gölge yanlarımızı da gün yüzüne çıkaracak korku tüneli gibidir. Gerçek olmadığını bildiğimiz halde kendimize söylediğimiz yalanlara inanırız. İşte bu yüzden; karanlık içinde kaybolmak yerine anlayış feneri ile sabotajcıyı yakalayıp ve hatta elinden tutup şefkatle yaklaşmak, sabotajcıyı da kendine getirir.

Yukarıda yazılanlar hayat pratiği içine geçmezse bir çeşit dedikodudan ibarettir. O sebeple kendi bedenim üzerinde ve danışanlarım üzere deneyimlediklerimden öğrendiğim somut önerileri paylaşmak istiyorum.

Şu dönemin popüler cümleleri : ‘Yediğin içtiğin her ne ise O’ sun sen ve bağırsaklar ikinci beynimizdir.’ Çok doğru iki cümle. Yediğimiz içtiğimiz her şey, tüm hormonlarımızı ve dolayısıyla duygu ve düşüncelerimizi birebir etkileyip genetik kodlarımızı değiştirecek düzeyde öneme sahipler. O sebeple kısır döngüye girmiş bir kilo probleminiz, hastalığınız, kötü beslenme alışkanlığınız varsa her zaman size uygun bir eliminasyon diyeti ile başlanılmalıdır. Eliminasyon diyetleri hızla vücuttan toksik öğeleri atar ve agresif bir davranış değişikliği sağlar.

Ne demek bu , kendimden hareketle anlatayım. Hayatım boyunca beden eğitimi derslerindeki beceriksizliğim ve bir türlü sevmediğim bu dersin hayatıma etkisi de yıllarca sporsuz geçen bir hayata sebep oldu. Sevdiğim tek spor yüzme ve yürüyüştü , o da düzenli olmadı hiçbir zaman. Sonra yogaya ilgi duymaya başladım, felsefesi ilgimi çekiyordu. Lakin yoga yapıyorum diye bu öğretiyi içselleştirmemiş kişilerle çalışmak hiç içimden gelmiyordu. Neyse sözün kısası bir gün hocamı da buldum dengime göre. O gün bugündür neredeyse pratiksiz günüm geçmiyor. Bunu şu sebeple anlatıyorum. Onu sevmiyorum bunu sevmiyorum, vaktim yok diye bir şey yok. Bir yıllık spor salonuna üyelik yaptırıp ilk ay gittikten sonra neden bir türlü gidemediğinizi düşünmenizi istiyorum sadece. Kendi vücuduna ve yeteneklerine uygun sporu bulmadan ve sana iyi gelen eğitmene kavuşmadan hayatına aktif bir şekilde sporu sokamaman çok normal. Ve de değişik şeyler denemeden neyi sevdiğini bulamayabilirsin. Sözün kısası spor şart; çünkü bugüne kadar biriktirmiş olduğun tüm duygusal toksik yükler, sıkışmış enerjiler içeride saklı. Bu tıkanmalar açılmadan kendini dönüştürmek pek de mümkün olmayabilir. Spor, vücudun yüzey temizleyicisidir.

 

Seni sana yaklaştıran, sana bedensel ve zihinsel olarak iyi gelen, toksik duygularından özgürleştiren yöntemleri kullanmaya çalış. EFT, regresyon terapisi, akupunktur, yoga, hacamat, vb.

Şu pandemi döneminde pek mümkün olmasa da vücudun toksik yük atım yöntemlerinden biri de terlemedir. Hem bedeninizle buluşup terapi tadında geçirdiğiniz bir faaliyet hem de toksin atma yöntemidir.

Dans etmek enerjinin en güzel değişim ve zevkli dönüşüm yoludur. Dans ederken kendini izle, içindeki feminen ve maskülen yanlarını gözlemle. Seni sana gösteren bir ışık gibi dans et, dans et, dönsün dünya

Günlük düzenli olarak lenfatik sistemini harekete geçirerek kan dolaşımını hızlandıran, ölü deriyi atmanı sağlayan ve teninle haşir neşir olduğun muazzam dokunsal bir yöntemdir.

Duygusal yüklerinden kurtulmaya çalışırken evde kullanmadığın her şeyden de kurtulmaya çalış, fazlalıkları at, saplantılı olarak tutunduğun ne varsa , varlığına bağımlı olduğun eşyaları evden, zihninden ve kalbinden uzaklaştır. Evdeki kişisel ve yüzeysel temizlik malzemelerini, diş macununu, makyaj malzemelerini de olabildiğince doğal ürünlerden yana kullan.

Evet , bu saydığım yöntemler deneyimsel olarak benim en çok fayda gördüğüm yöntemler. Maddeleri daha da zenginleştirmek de size bağlı aslında. Burada en önemli şey vücudun toksik öğelerinden kurtulup, enerjitik sistemini düzenlemek ve buna bağlı olarak hormonlarını, duygularını ve düşüncelerini, iradeyi, alışkanlıklarını dengelemek. Tüm bu değişimler popüler kültürün öğrettiği 21 günden çok daha fazla emek gerektirmektedir; şayet niyeti bozmamaya niyetin varsa…

Bu durumda aslına talip olanları önce niyete sonra diyete davet ediyorum.

Sevgiyle ve esenlikle….

Exit mobile version