Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

İdrak, empati ve bütünsel sevgiye yüreğini açmak

Empati insan için bütünü idrak etme aracıdır. İnsanın kendine, diğerlerine ve topluma bakışını ortaya koyar. Bütünsel bir sevginin ifadesini, vizyonunun evrenselliğini ve katkısını yansıtır. Olasılıkların farkındalığını yansıtır.

İnsan, bütünü idrakı derecesinde empati kurar. Daha fazlası değil. Çoğunlukla, empatinin anlamaya yardımcı olduğu yönünde ifadeler olsa da aslında anlamak empati yapmayı sağlar. İnsan, anlayamadığı seçimleri ve o seçimleri yapan insanları, kendini onların yerine zihninde koysa bile, karma ona aynı seçimleri yaşatsa bile anlamayabilir. Zihin veya karma sayesinde empati kurmak bile anlamayı sağlayamayabilir. Anlayış varsa empati vardır.

Bazı insanlar, kendi yaşadıklarını dahi anlayamaz; çünkü farkındalıkla gözlem yapmayı ve yaşananları değerlendirmeyi henüz öğrenmemişlerdir. Yaşam, onların karşısına, kendilerinin yaşarken anlayamadığı tecrübeleri yaşayan insanları çıkarır. Kendi tecrübelerine dışardan bir gözle bakabilmelerini sağlar. Fakat insan kendini anlamadıkça, başkalarını da anlayamaz. Tecrübeler arasındaki benzerliği göremez. Kendi seçimlerinin doğruluğundan emin bir şekilde başkalarının seçimlerini yargılamaya odaklı gözlerle etrafa bakar. Her seferinde kendini haklı, yaşamı ve diğer insanları haksız bulur. Hiçkimseyle empati kuramaz. Kendisiyle bile. Çünkü; insanın kendisiyle empati kurması, kendini anlamasıdır. Kendisini gerçekten anlayan bir insan, başkalarının yaşadığı benzer tecrübelerde kendini görür. Hala benzer deneyimlerden geçen insanlara karşı anlayış geliştirememişse, kendi deneyimini de kendini de yeterince anlamamış demektir. Anlayamadığı insanlar, kendisinin yansımasıdır. Onlara karşı beslediği bütün duygular, kendisi hakkında hissettikleridir. Onlar hakkında söyledikleri, kendisine söyleyemedikleridir. Kendine karşı anlayışın olmadığı yerde empati de yoktur.

Bazı insanlar da yalnızca kendisiyle benzer deneyimler yaşayan kişileri anlarlar. Benzer şeyler yaşamış oldukları için kendini karşısındaki kişinin yerine koyabilirler. ‘Ben de yaşamıştım’ diyebilmelerinden dolayı, ortak tecrübelerden kaynaklanan bir empati kurarlar. Kendi tecrübelerini gözlemlemiş, değerlendirmiş, anlamışlardır. Dolayısıyla, kendi durumunda anladıkları kadarını, diğerlerinin tecrübelerinde de fark eder ve onlara karşı anlayış geliştirirler. Benzerlerine karşı empati kurarlar.

Fotoğraf : Ben Suydam

Asıl anlayış ise yaşamadığı tecrübeleri yaşayan insanların seçimlerini anlamaktır. Bu insanlara karşı yargısız kalabilmektir. Varsayım yapmadan, yalnızca onların seçimlerine saygı duyarak onları anlayabilmektir. Böyle bir anlayışın varlığında, karşı tarafın yerine geçmeye gerek yoktur. Belirli bir role bürünmeye gerek yoktur. Çünkü insan, dünyada var olmuş bütün insanların tecrübeleri kadar geniş bir anlayışa doğru yüreğini açabilir. Kendini ve benzer şeyler yaşadığı insanları anlamanın ötesinde, hiç tecrübe etmediği şeyleri de anlayabilir. Zihninde veya karma sayesinde değil, yüreğiyle anlayabilir. Yüreğiyle bütüne açılabilir.

Anlayışın bütünsel sevgiyi sağlayacak genişlikte olmadığı durumlarda ayrışmalar başlar. Herkes yalnızca kendisine benzeyen insanlarla empati kurar. Benzer insanlar benzer tecrübeler yaşıyordur ve birbirini kolaylıkla anlar. Olasılıklar, en basit haliyle birinin yaşadığının diğerinin de başına gelebileceğini gösteriyordur. Benzerlikler dolayısıyla kendiliğinden empati oluşur. Böylelikle insanlar, başlarına gelme ihtimali olmadığını düşündükleri durumlarda empati yapamaz olurlar. Olasılıklar hakkındaki varsayımları, onların anlayışını daralmıştır. Onları, benzer görünmedikleri insanları anlayamayacak kadar ayırmıştır.

Halbuki bütün insanların bütün tecrübeleri, diğer insanların anlayışlarının genişlemesi ve bütünsel sevgiye ulaşmaları için hep birlikte yaşanıyor. Birinin hayatı diğerinden ayrı ve bağımsız değil. Olasılıklar göründüğü kadar doğrusal değil. Başımıza gelmeyeceğinden emin olduğumuz deneyimler birkaç kişinin bilmeden yaptığı seçimlerin sonucunda kolaylıkla başımıza gelebilir. Anladığımızı sandığımız veya anlayamadığımız her şeyi yaşayabiliriz. Başkalarının iyi ve kötü tecrübelerini, kendimiz deneyimlemişçesine aldığımızda, anladığımızda, genişleriz. Bütün insanların bütün tecrübeleri bizim olur. Milyon kere dünyaya gelmiş gibi, milyar yanlış ve milyar doğru yapmış gibi oluruz. Bütün sevinçleri ve bütün üzüntüleri yaşamış gibi oluruz. Bunların mümkün olduğunu, her şeyin mümkün olduğunu anlarız. Bütünsel sevgiye doğru yüreğimizin genişlemesine izin veririz. Bir oluruz.

Exit mobile version