“O kadar yaptığım zenginlik refah lüks yaşam ritüelleri dualar olumlamalara rağmen istediğim para akışına neden sahip olamıyorum?” diye sordu öğrenci…
“Herkese ihtiyacı kadarı verilir.” dedi âlim. Kaderin gayrete aşık olduğu âşikar. Fakat takık olduğumuz alanlarda gerekli alansal açılım sağlanamadığından ve bazı aşamaların testinden geçmek gerekliliğinden; yaptıklarımızın karşılığını alamayabiliyoruz. Bu durumda yaptıklarımızı heba olarak görmek yerine zihnimizle çalışmayı denemeliyiz.
Serbestlik enerjisine geçebilmenin yollarını araştırmalı, kendimize hayatı daha anlamlı yapabilecek manevi değerleri dert edinebilmeliyiz. Bunu dert edebilme aşamasına gelebilmek için de kendimizle ilgili özel durumlardan ya da sorunlardan gerekli tetiklenmeyi alabilmeliyiz. Hiçbir anlamlı derdin olmadığı sadece kendi mutluluğuna odaklı ve bunun için de gerekli şartları maddesel düzeye indirgeyen bir beyinden daha acınacak bir şey görmedim. Zamanın illüzyonistik katsayısında önemli değişimlerin olduğu bu değişim ve dönüşüm döneminde; ulaşılabilirliğin arttığı ve hayal gücü ve yaratıcılığın azaldığı bu zamanlarda, iz bırakanlar yaratıcı olabilecek; zekada farklı Tanrının eliyle dokunabilenler…
Hayal gücüne de sınır koyamazlar ya, dedikten sonra baştaki cümleye geri dönüp burada da bir sınırın aslında olduğu, her şeyde olduğu gibi burada da ‘ihtiyacın kadarına sahip olduğun’ farkındalığını yaşadım. Maddi manevi fark etmeksizin her alanda teslimiyet enerjisine geçmenin önemi… Olacak olan olur. Gayrete evet ama bir duruma da takık olmamak gerektiği üzerine…
Teslimiyet; her alanda ihtiyacımız kadarına sahibizin kabulüyle ilgili. Başlangıç, ilk önce bunun kabulüyle ilgili; beyninin tüm hücreleriyle… Daha sonra seçtiğimiz çalışmalar… Bu kabulün ardından gelen çalışmaların anlamı yüce, dertler yüce oluyor bundan sonra. Derdin üst frekanslara uyumlanmayı dilemek oluyor. Sevginin gücünü tam olarak açıklayamasak da buna güvenmek gerekirliliğini rahatsızlık duymadan kabul edebiliyorsak enerji bedenimizle yaydığımız enerjiyi de üste taşımayı dilemek rahatsızlık vermiyor. Dolayısıyla o seviyede de ‘ihtiyacın kadarına sahipsin’ aşaması çoktan aşılmış oluyor.