Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Kendini Aşmak II

Spiritüel insinasyonların hemen hemen hepsi an kapısında verilir. Bu noktada kişi anda kalmanın mutlak haline bürünürse gerçeği deneyimler. Bu gerçek olgusunu var eden şeydir sihir. İçsel bir görü ile dışardakini dönüştürme işin sırrı sihrin aslını farkına varmaktır. Amacımız maddesel evrende hakimiyet kurmaksa sihri farklı kavrayabiliriz. Lakin amaç Ruhsal alemde bir duruş sergilemekse bilinçte hakimiyet kurup kadim olanın yaratımına geçilebilirse gerçeğin sihri orada dirilir.

Aslında sonsuz potansiyellerin mutlak bir anda ortaya konması gerçeği simyanın altına dönüştürme formülüdür. Dışarıdan dönüştürmeyi bekleyenler zamana esirken içi evirmek daha mümkündür. Sihrin kaynağı görebilenlerledir.

Anda kalmak için bize dikte edilen yöntemler bizi hep andan uzaklaştırır. Gerçek şu ki anda kendini oluşturmayı başarabilmek için yapılması gereken şey hiçbir şey yapmamaktır. Mutlak sıfır noktasına dönüşmek aslında evrenin merkezine dönüşmekle es değerdir. Kişi senelerce ağır meditatif hallerde çalışmalar yapabilir. Enerji çalışmaları yapabilir saatlerce. Çakralarını temizler arındırır vs. bu gibi çalışmaların hepsi seni tek bir an için hazırlar. Kendi mutlak varlığını idrak etmen için birilerinin seni yüceltmesine ihtiyacın yoktur. Bunu sende kendine yapmamalısındır. Çünkü anda mutlaklığı sağlamak için atılan adımların hepsi an kapısında birer engel teşkil edebilir.

Ben şu şifa öğretisine insiye oldum uyandım demek aslında kendini kandırmaktır. Gezegenleri okuyup çıkan yoruma inanman bile seni an kapısından uzaklaştırır. Hakikat bir andır oda bu andır demişler. Seni anda kalmandan perdeleyen her ne varsa iste haram budur. Anda olmayı başarabilmiş biri içinse artık ne haram ne günah ne sevap vardır. Olan ve olmayan her şey anda kalmayı sağlamış birinde mutlaktır. Almış olduğumuz bütün ders ve deneyimlerde bizi sınırlayanlar arasındadır. Çünkü kişi deneyimlediğine inandığı olaylarla oluşturduğu bellek kayıtlarıyla ve inandığı ben kavramıyla o kadar çok kendi diretir ki mutlak olana yer kalmaz. Özgürleşmek önemlidir.

Bildiğine inandıklarını savunmak andan uzaklaştırır kişiyi. Üstüne üstlük hele bide uyandığını savunurken dışarıya sergilediğini fark etmezse nice kayboluşlar yasar kendinde. Velhasıl kelam anda olmanın huzuru ve gücünün hiçbir halde ve durumda bulunmayacağından dirilmemiş bir varlığa öğretilmesi gereken ikinci derstir an olmak. İlk ders ise kendini fark etmesidir. Sadece bu sayede kendinin ötesine geçebilir ve varlığını mutlak noktada bütünleyebilir. Bu noktaya gelene kadar yapılan her şey aslında bos bir cabadan ibarettir.

Yükseliş demek göklere uçmak anlamına gelse de yüklesen her bir varlık sonsuzluk ummanında alçalmalıdır da. Eğer kim ben yüksekteyim derse bilsin ki alçaklarda onundur. Anın gücüne hâkim olmak için kendini kabul etmelidir kişi. Kim olursa olsun bir şeyler olmaya çabalıyorsa andan uzaklaşır. Sihrini kaybeder. Yorulur. Üzülür. Kırılır… En basit yolu seç; kendine uzaktan bak. Sor ben kimim. Kim olduğuma inanıyorum. Olduğum halden öteye geçiş var mıdır? Son noktada mıyım? Cevaplar verilir. Dışarıya yansıttığın hakikati bildim tavrı içerideki bilmeyen varlığın tepkisindendir.

Uyanmak ifşa olmak demektir. Sana ait olduğuna inandığın sırların aslında mutlak olana ait olduğunu fark etmez an kapısında evrene karşı üryan olmanı sağlar. Üryan geldim üryan gideceğim sözü çok uygundur. Çünkü çoğu varlık inandığı sınırlar içinde kendini kapana kestirir ve kendinden uzaklaşır. Nefes aldığını zannetmek bile bir engeldir anın büyüsüne erişmek için. Sihri kullanmak için kendini kanıtlaman gerekmez tam aksine kendini aşman gerekir. Çoğunluğun önündeki en büyük engel yine içinde hapsoldukları varlık kavramıdır.

Hiçbir canlı sonsuzluğa dokunacak gücü sergileyemez. İzin verirse sonsuzluk ona dokunacaktır. Ve bu yolculuğunun başlangıcı ve sonu olacaktır…

Exit mobile version