Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Kendini dövmeden kabul etmek

İlk kime kızarsın?
Karşındakine?
Olaya?
Zamana?
Kendine?

Karşısındakine kızanlar bugüne kadar gördüğüm kadarıyla farkında olmadan hep savunmadadırlar. Savunmak…. Durmaksızın savunmak, ne yorucu oluyordur. Savunma ihtiyacının derinliklerinde ya, ben daha iyi bilirim ya da ben kurbanım daha fazla saldırma hakkım vardır egosu vardır. İkisi de egonun iki ters yönü, yüksek ego veya düşük ego.

Hayat üzerinde yaşıyoruz, egosuz olmaz ama o egonun da dengede olması bizi biz yapar. Yoksa benlikler içinde oyun oynar, kendimizi oyalarız. Kurbana, ben bilirime, savunmaya, saldırıya devam ederiz.

Kendine kızan tayfada da aslında egonun yüksekliği ya da düşüklüğü bu ikisi de vardır. Burada bir fark vardır, kendi kendinizi dövdüğünüz için değerinizi de bilmezsiniz. Değerin içeriğini şöyle ifade edebilirim; bir Yaradan’a inanıyorsan biricik, farklı, özel tek olanısındır.  Ama bunu görmüyorsundur.

Hayat okuluna, yani dünyaya öğrenmeye, gelişmeye, geldiğimizi düşünüyorum. Bu gelişimi öyle bir oyun haline getirmişiz ki, kendi kendimizi yiyip bitiren yanılgıdan yanılgıya sürüklenen bir durumdayız. Maddiyat, çoğunlukla düşünceleri duyguları ve davranışları ele geçirmiştir. Tabi bu kendimizi geliştirme oyunun ters köşesi olmuş. Çoğu insan maddiyatla isteklerini kendini gerçekleştirmek zanneder halde.

Konumuza geri dönersek kurban, ben bilirim ve değer konuları ile kendini dövenlerin bence bir artısı var; kendilerini diğerlerine göre bulmak konusunda daha fazla yol kat edebilirler. Çünkü kendini döven bir yerde dengeye gelecektir. Yeter dövdüğüm sövdüğüm birazda değer vereyim dediği yerde kendi değerini yakalamaya başlayacaktır. Bunun arkasından kızmak yerine anlamak anlayabilmek için öğrenmeyi seçerek her konuda dengeyi yakalayabileceklerdir. Tabi ki bunu herkes bir şekilde zamanı geldiğinde gerçekleştirecektir.

İnanıyorum ki sevgi ile dengede olanların şifası ve ışığı daha sonra bütünlenecektir.

Kendinize en son ne zaman teşekkür ettiniz?

Çok şükür çok sık kullanır durumdayız.

Kendinizi sevip şükür ettiğinizde kendinizi bilmeye bulmaya başlamışsınızdır. Bu hayatta önce kendimizi bilirsek yollarımızı daha kolay bulabiliriz.

Döverek öğrenmeyi, kendinizi şikayeti bir kenara bırakıp, kendini her halinde kabule geçip severek öğrenmek. Bence dünya üzerinde sevgi denge ile var olmak kendini bilmek yolları sakince almaktır.

Geçmişten gelen kodlamalarda yatan değersizsin, kurbansın, sen mükemmelsin, yaparsın yerine; Ben kimim?  Neyi, ne kadar yapabilirim?

Ben Değerliyim!” i içselleştirip, kıymetimizi bilerek, yolumuzda başarı diliyorum.

Yazar

Exit mobile version