Aşkı yaralarıma tuz’aktı o yüzden ayrılığı yüreğime yas’aktı
Aşk ya vardır ya yoktur ortası yoktur aşkın.
Aşk bir yetenektir. Geliştirilebilir. Doğuştandır. Aşk seni değiştirir dönüştürür boş kafalı olmaktan kurtarır. Yenilenirsin yeniden doğarsın kendi içinde. Aşk depremdir. Cesur ruhlara gelir. Ancak onlar aşkla baş edebilir.”
Aşk birbirine doğru bakınca güzel
Aşk birbirine doğru akınca güzel
Aşk bir çeşit sevme sanatıdır. İçinde tutku hayranlık heyecan arzu barındırır . Bu yüzden insanlar onu bulduklarında adeta deliye döner kendinden geçerler. Onun sana benzediğini senin diğer yarının olduğunu seni tamamlayabileceğini heyecanlarına tutkularına arzularına özlemlerine eşlik edeceğini düşünürsün. sana eşlik edecek diğer parçan karşında duruyordur. Hayal ettiğin içinden geçirdiğin gibi arzuladığın gibi bir bütün halinde o anlamlı derin gözleriyle sana doğru bakıyordur. bulduğun kişi kendinle konuşmalarına, gölge yanlarına, heyecanlarına yaramazlıklarına kendinle anlaşamadığın kendin de sevmediğin yanlarına artık eşlik edebilecektir. Edemediği yerlerde sabır göstereceğini düşünürsün nasıl olursa onu heyecan verici buluyorsun ya. Bundan sonra top sendedir. Eksik kalan yerleri nasıl olsa onu heyecan verici bulduğun için ona doğru gözlerin parlak bir şekilde baktığın için sen tamamlarsın değil mi? Hayal ettiğin insanı karşındaki bedene bir güzel diker imgeler yoksa bile varmış gibi davranarak ilişkinin içerisinde hayalle gerçeği birbirinden ayırmadan var edebilirsin. Aşk eğer zarar vermeye başlamış ise bir çeşit şizofrenidir. yani bu hayallediğin duyguların karşıda ne kadar yankı bulduğu yer ettiği ile ilgili durum değişiklik gösterir. Hayal ve arzularının heyecan ve tutkularının %80’inin can bulmuş, bedenlenmiş hali karşında duruyorsa çok şanslısın. Yok %30’u karşında duruyor ve %70 kısmı da sen şizofrenik bir şekilde kendi kafanda tamamlamayı kabul ettiysen o zaman yandın demektir.
“Sağlıksız aşka akıttığın gözyaşları seni sağlıklı aşka yıkar.”
Bazen de aşkın platonik olur uzaktan seversin. Ve başlarsınız şizofren bir şekilde ona dair hayaller kurmaya. Bunların çoğu asılsız ve eklenti hayallerdir. Onun hiç haberi olmadan onunla aşk yaşamaya başlamışsındır. Sadece resmini gördün videolarını izledin tamam anladın ve sana uygun öyle mi? Ve bir gün yakınlaştığında bir sürü kusuru olduğunu göreceksin çünkü senin de bir sürü kusurun var insan kendine bile zor katlanırken kendini bile beğenmez kusur bulurken elbette diğerinde de bulacaktır. Meselenin bu yanını anladığında aşkına karşılık bulamasan da onun iyiliğini isteyen bir yere geçebilirsin. Bu sağlıklı olandır.
Bu hayatta onu görüp anladığın ve sevdiğin için sevebildiği için ondaki güzellikleri görebildiğin için kendine teşekkür et onun varlığına şükret. Bu kadar daha fazlası ona dokunma arzusu ona sarılma isteği bunları bir kenara bırak. Çünkü o senin baktığın gözlerle sana bakmıyor. Geriye onun sağlığını istemek düşünmek kalıyor sen bu halinle ona daha çok değer katıyorsun. bunu fark ettiğin an geliştiğini dönüştüğünü kendi gözlerinin önünde şahitlik edeceksin. İşte aşkın dönüştüren yeri burasıdır. Sen sevdin ama karşılık bulamadın. Ve efendi gibi vazgeçtin yoluna gittin. O duygular sende vardı sen hissettiğin için güzeldi seninle değerliydi bu da demektir ki bu hazine bu güzel özelliğin daha sonra aynı şekilde sana doğru bakan bir yüreğe doğru tekrardan akabilir. Aşka küsmek sağlıksızdır. Aşk eşlik edebilenle güzeldir. Tamamlanır çoğalır kendini yeniden doğurursun. Arkasından bakarak gözyaşı dökmek, hüzünlenmek bir süre için kabul edilebilir fakat bir zaman sonra önüne bakmak zorundasın.
Aslında aşka bakış açın kendine ve hayata bakış açınla kendin ve hayatla olan ilişkinle aynıdır. Aşık olabiliyorsan olabildiysen bir kere daha aşık olursun. Sonra birkaç kere daha aşık olursun. Aşık olmak için sana lazım olan bazı özellikler ya vardır ya yoktur. Karşıda aradığın şeyler sende varsa aşık olabilirsin. hayatın içindeki yaşam şeklin attığın her adımda hissettiğin heyecan verici tutkulu duygulu arzulu davranışların senin aşık olabilecek potansiyelin olduğunu gösterir. Bu muhteşemdir bu doğuştandır kendiliğindendir.
Bazıları aşık olamaz. Çünkü tasarımları buna uygun değildir. Çünkü duygusal zekaları içindeki tutku arzu seviyeleri frekansları istekleri hazları bunu imkansız kılar.
Kimisi diğerine sarılmayı sevmez dokunmayı sevmez onu çekici bulamaz kim olduğu önemli değil bunu hiçbir şey için yapmaz insan ya da nesne onun için aynıdır.
Bugün sen bir çiçeğe bakarken aşkla bakabiliyorsan ya da bir kuşun üzerindeki çizgilerdeki aşkı sanatı muhteşemliği görebiliyorsan, bir yemeğin lezzetini ve içindeki notaları ayırt edebiliyorsan, bir zevk sahibi isen, polemik yapıyorsan, önüne koyulan her şeye kabul etmeyip itiraz Edip soru sorup merak ediyorsan sen aşık olabilecek özelliklere sahip birisin demektir bu.
Aksi halde her insan görünümlü olan herhangi birine aşık olup aşık olduğunu zannedip tamamlanmadan yok olup gideceksin. Çünkü hiçbir zaman var olmadın. Sen hiçbir zaman içinde tutku sevgi haz dokunma arzusu heyecan hissetmedin.
Ve kundalini kundakçıdır, İçinde yılan gibi dönüp duran yaşam enerjisidir. İnsanlar fazlalıklarını dengelemek için Kundalinilerini azaltırlar. Böylece sakin böylece arzularından arınmış nefislerine terbiye eden bir yere geçerler. Bu yüzden sakinleşir anda kalır meditasyon yapar huzura ermenin peşine düşerler.
Yaşamın içerisinde ne yapıyorsan aşkla yaparsan içindeki yılanı kontrol edebilirsin. sana yön veren Kundalini adlı yılansı enerjidir. arkadaşlarınla buluşmanı sağlayan dışarıya çıkmanı tetikleyen bir şeyler içmek için gidip seni gezdiren tozduran, içindeki eğlenmeyi yiyip içip gezme arzuları bunların hepsi yaşam enerjisidir.
Bazı insanlar doğuştan yaşlıdır. Onlarda yaprak kıpırdamaz. Bazı yaşlılar yaşlandıkça gençtir. Bunların içerisindeki Kundalinileri çok aktiftir. Para ile imanın kimde olduğunu bilemeyeceğin gibi Kundalini enerjisini de basite alma derim. Çünkü kimde olduğunu ancak kendisinde bu enerji fazlaca olan kimseler bilir ve onlar birbirlerini bulurlar. tıpkı aşk gibi zaten aşkın kaynağı da Kundalinidir.
