Mevlânâ şöyle der: “Benim eserim Mesnevi’yi elinize alıp okumaya başladığınızda benimle konuşmaya başlarsınız. Fakat okurken kulaklarınızın işiteceği kadar sesinizi yükseltin ki, o zaman sizin dilinizden sanki ben konuşmuş gibi olurum ve siz de dinlemiş olursunuz…”
Fakat Mesnevi okuyanların bir kısmı da vardır ki, okurlar ama bir şey anlamazlar. Neden anlamazlar? Çünkü kitap sahibini tanımamaktadırlar. Tanımadıkları için de Mesnevi’yi sanki bir masal kitabıymış gibi okurlar.
Bu kitapta, Hasan Dede’nin tasavvuf sohbetlerinin kaynağı Mesnevi’den beyitlerle harmanlanmış satırları okurken Mevlana’yı yeniden keşfedeceksiniz… Mesnevi’yi, bir Mevlevi Üstadın bakış açısından görmek ve anlamak için bu kitap büyük bir ilham veriyor. Tüm Mesnevi okurları ve Mevlânâ hayranlarının zevkle okuyacağı, taze ve derin bir bakış edinebileceği bir eserdir bu kitap.
“Her dükkânın ayrı bir sanatı, ayrı bir kârı vardır. Mesnevi de yokluk dükkânıdır oğul. Mesnevimiz vahdet dükkânıdır. Orada ‘Bir’den başka ne görürsen puttur.”
…
Hasan Dede, 1965 yılında Hz. Mevlânâ’nın manevi temsilciliğine ulaşmıştır ve hâlen Mevleviliği Türkiye’de ve dünyada temsil etmektedir.
Silivrikapı Mevlânâ Kültür Merkezi’nde her perşembe günü halka açık düzenlenen toplantılarda, yurtiçinden ve yurtdışından gelen Mevlânâ hayranlarının sorularını yanıtlamakta ve Hz. Mevlânâ’nın ilahi birlik mesajını aktarmaya devam etmektedir.
