Hareket, hayatın doğasıdır. Hareket, bazen yavaşlayabilir ya da yön değiştirebilir ama asla bitmez. Buna rağmen kendin için bir türlü harekete geçemiyor olmak ya da mevcut harekete direnmek; akmak varken düşüncelerinde boğuluyor olmak demektir.
Hayatı hiç yorum yapmadan, olup bitenin üzerine hiçbir anlam ilave etmeden, hiçbir düşünce ile özdeşleşmeden yaşayabilen birisi artık aynen hayatın kendisi gibi akışkandır. Hayatın kendisinde enerji ya da motivasyon problemi yoktur. Her şey kendiliğinde, güzel ve layığıncadır…
Motivasyona ihtiyaç duymak; ne isteyip istemediğin hususunda net olmamak demektir.
Motivasyona ihtiyaç duymak, ne kendi kararına ne de hayatın senin için verdiği karara güven duymuyor olmak demektir.
Motivasyona ihtiyaç duyuyor olmak, yüzleşmek yerine uzlaşmaya çabalamaktır.
Motivasyona ihtiyaç duymak, geçmişin acısını geçmişte bırakamadığın için şimdinin olası acısını reddetmek ve korkuyla donmuş olmak demektir.
Motivasyona ihtiyaç duyuyor olmak, kendin olmak dururken kendini arıyor ve bir türlü bulamıyor olmak demektir.
İnsan kalbindeki gerçeğe tam olarak nüfuz ettiğinde hiçbir motivasyona ihtiyacı kalmaz. Motivasyona ihtiyacı olan kişinin, eğer zoru kolay yapmak istiyor ise hiçbir şey yapmadan sessizce durması ve nasıl olup da hayatın akışının dışında kaldığını anlamak için kendi zihnini gözlemlemesi en iyisidir. Zira tüm arayış ve bekleyişimiz; yakınma ve sızlanmalarımız, yanlış yere baktığımızın göstergesidir.
Harekete geçmek için “şimdi” tam zamanıdır ve bu daima böyledir.