Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Mutluluk

Etrafıma baktığımda insanlar  mutluluk arayışında. Mutlu olmak için bir nedenlerinin olması gerektiğini düşünüyorlar. Bu arayış onları daha da mutsuz ediyor, çünkü tam işte bu değip elde ettiğini düşündükleri şeylerin artık onları mutlu etmediğini görüyorlar. Oysa ki mutlu olmak için bir nedene ihtiyacımız yoktur. Mutluluk bir nedene bağlı değildir. Mutlu olmak adına ya da bir şeyler olma adına çaba gösterirken hayatı kaçırdığımızın farkına varmalıyız artık.

Ortak bilincimiz ile yansıttığımız dünya hayatını olduğu gibi görmek, olduğu gibi kabul etmek yani sadece yaşama şahit olduğumuzun bilincine varmak ve bu bilinçte karşılaştığımız olayların üzerimizde bıraktığı duygu ve düşüncelerinin sorumluluğu ile hareket etmek yaşamı daha kolaylaştıracaktır.

Bu ortak bilincin içinde kendimizce edindiğimiz rollerimiz, bu rollerin içindeki dramlar, entrikalar zaten ağır olurken bir de bunlar yetmiyormuş gibi duyguya göre takındığımız maskelerimiz ile yaşamı iyiden iyiye zindana çeviriyoruz. Kısacası farkında olmadan etrafımıza tuğlalar örerek kendimizi zindana hapsediyor ve sonrada bu duvarlar için başkalarını suçluyoruz. Deneyimlerimizin daha kolay ve keyifli geçmesi için hayatı dışta aramaktan vazgeçmeliyiz.

Kim olduğumuzu ve kendimizi tüm yönlerimizle olduğumuz gibi kabul etmeyi hatırlamaya ihtiyacımız var. Değişmesi gereken tek şey biziz ve öyle ya da böyle bu değişim kaçınılmazdır. Gördüğümüz, yaşadığımız her şeyin bizim bilinçaltı yansımamızın sonuçları olduğunu hatırlayalım. İçerde ne varsa dışarıya da o yansıyor, değişmesi gereken yerde orası.

Evet tutunduğumuz şeyleri kabul etmek, onları bırakmak ilk etapta hiç kolay değil ve kolay olmayacaktır ama her teslim olduğumuz davranış bize özgürlüğümüzün  kapılarını açacak ve gerçek benliğimize bir adım daha yaklaştıracak. Kendini tüm yönleriyle olduğu gibi kabul eden insanın mutlu olmak gibi bir çabası yoktur. O zaten mutludur. Kalbi ile aklı uyum içerisindedir.

Exit mobile version