Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Öğrendim, bütün kavgalarım kendimleymiş

Öğrendim.

Bütün bağırmalarım banaymış. Gör dediğim her kimlik benmişim.
Bütün çığlıklarım banaymış. Duyun dediğim her söz, bana yöneltilen çığlıklarmış.
Bütün gitmelerim banaymış. Hangi kapıyı çalsam görün alemi diye, meğerse alemden öte geçen yüreğime imiş, gitmelerin her hali.
Bütün şifalar banaymış. Dokunun yüreklerine alemin dediğim her şifa, bende olanı alıp, vermekmiş yine benden olana.

Öğrendim.
Bağışlayacağım kişi benmişim.
Affetmek kimin harcı ki affedeyim insanlığı, meğer affa muhtaç olan da benmişim.

Sustum.
Bilmem gerekenlerle, hatırlamam gerekenlerin kapısını çalmışım ve açılan her yol, yine bana imiş. Sözcükler ile aydınlanacak olan da benmişim.

Öğrendim, bütün kavgalarım kendimleymiş

Gittim.
Hiç gelmediğim kendime idi yolculuk, hangi canda ne bulduğun değil, kendi canından ne yitirdiğinmiş asıl olan. Sebepsiz terk edişleri görüp, gittiğim kendime dönmek içinmiş meğer bütün sancılar. Kör olan gözlerime örttüğüm perdeden sıyrılıp, gördüm demekmiş, dönmem gereken yurdun ben olduğunu.

Hatırladım.
OL’an her ne varsa ben için, benim için, bende olan içinmiş. Olana ve bilene ve gelene ve kabul edene değil, hatırlayan, izin veren, susan, öğrenen bana imiş bütün teşekkür.

Sustum. Bu sefer kendime konuşacağım.
Bağışladım. Olan her ne ise ben seçtim ve benle başladı bütün yaşam. Bu yüzden, sadece ve sadece kendimi bağışladım.
Gittim. Dönüşlerin yine kendime olduğu yollarda, bulmak için özümü.
Hatırladım. Bana bahşedilen her şeyin hakikatinde, yine ben olduğunu

Ölüm denen gerçeğin de yaratıcısının ben olduğumu öğrendim ve BİTTİM.

Exit mobile version