‘Bir tutam kertenkele kuyruğuna bir tutam dilenci düğmesi eklenirse,
Ay karanlık döngünün ilk gününe girince bedene sürülürse
Ve her şeyden önemlisi niyetsiz alana girmeyince
Otlar çalışmaya başlar.
Şifa alanda dolaşmaya, bitki ruhu tanışmaya başlar sizinle…’
Okült Botanik Temel Seviye Eğitiminden
Bundan tam 13 yıl önce böyle bir yazı yazacağım böylesine ruhani bir alanda duracağımı ve naçizane bitki annelere, elçilik yapacağımı kırk yıl düşünsem bulamazdım. Onların dünyasına yaklaştıkça, dünya üzerindeki nüfus gücüne, şifa bilgeliğine ve eşsiz doğanın en güzel basamağındaki yerlerine baktıkça, bir kez daha Bitki ruhlarına duyduğum derin sevgi ve saygıyı tarif bile edemem. Nazik, şefkatli, koşulsuz sevgi dolu bu ana kucağına davet alan herkesin, kalbindeki titreşim ve heyecanı, onların adlarının ve şifalarının güçlerini içlerinde duydukça şifanın genişleyeceğine olan inancım daha da güçleniyor.
Okült kelimesinin Latince Occulare ; gizli, gizemli, saklı anlamında bir sorumluluk taşıdığını bu yazıyı okuyan herkesin bilmesini isterim zira her şey sorulmaz ve sorgulanmaz bu alanda, merak duygusu tehlikelidir, sakinlik ve derinlik şarttır.
Aheste adımlarla, kendinden emin, kendi gölgeleri üzerinde çalışmayı gerektirecek, derin soluklarla, bir ayağı Toprak Anada, bir ayağı Gökyüzü baba da hissetmek ve bunu dengeli bir biçimde yaşamın bizzat kendisi ile gerçekleştirebilmektir. Biliyorum, neler yazmış bu kadın diyebilirsiniz hiçbir anlamda bulamayabilirsiniz bu cümlelerde, fakat Okültü bilenler iyi bilirler ne demek istediğimi.
Bitki krallığı bize en yakın boyuttur, onların frekansları ve şifaları bize çok çabuk uyumlanabilen bir titreşim gücüne sahiptir. Bu muazzam eşleşme, bu muhteşem evren hediyesi, çirkinleşmiş, binalaşmış beton yaşamlarınızda bile ısrarla, kaldırım kenarlarında, inşaat köşelerinde çiçek açmaya devam ederler, görebilen gözlere aşk olsun, meşk olsun, şifa olsun. . .
Dünya üzerindeki sekiz yüz milyona yakın bitki çeşitliliği ile kadim bilgilerin içinde tanınmış, bazen Babil’in asma bahçelerinde, bazen orta çağ Wiccan bilgisinde bazen de İmzalar doktrinlerinde karşımıza çıkmıştır. Kır çiçeklerinden, ağaçlara, eğrelti otlarından master (öğretmen) bitkilere kadar gizemli bilgiler ve kullanım biçimleriyle 21. yüzyıl kapılarına kadar dayanır şifaları. Doğu ve Batı Okültizminin doktrinleri, büyücülerin, maji’nin bilgisi, pagan şemsiyesi ve İbni Sina gibi büyük ustaların kalemleri hep onları yazmış, araştırmıştır.
İyileştiriciliklerinin derin bilgeliği üzerine aktarılan bu gizli bilgiler, gelenekler içinde sürekliliğini sağlamıştır. Şamanın ilacında, cadının eliksirinde, CİRCE’nin büyülerinde her daim baş tacı olmuşlardır.
9 kadim bitkinin imzası sık sık karşımıza çıkarken simyanın üçlü şifacısı; tuz, civa ve kükürt üçlüsünü bizzat bitki krallığının kendisinde buluşan gizemini ele alır. Okültün bilgisi, derin ruhsal alem yolculuklarının şamanik ezgisinde ışık olurken, bir Al imbik içinde şifa olur. Mugwort‘ un kocakarı bilgeliği, dolunay enerjisinde okült bir reçete içinde hayat bulur.
Bir tutam kertenkele kuyruğu, bir avuç dilenci düğmesi adları reçetelenirken bitkiler gizemlerini korur. Yalnızca bilmesi gerekenlerin yüreğinde bir servet bir hazine olur.
Korkulara ve endişelere yer yoktur bu yolculukta, bitki ile inisiye olmak için başlatılan süreç, gün gün, dalga dalga yayılır ruha. Bazen bir cadı merhemi ile bazen majikal bir tütsü ile yolculuğu başlatır, fumigasyondur bunun adı bu bilgiyi öğrenmeden atılacak her adım, tehlikeli bir uçurumun kenarında durmaktır.
Ökse baba ile yapılan her seramoniyel çalışma, gökyüzünün derin bilgisi ile birleşmeden çalışmaz bunu bilmeden onunla yapılacak her çalışma sonuçsuz olacaktır. Bitki ile inisiye olma ya da uyumlanma dediğimiz bilgi okülttür.
Sayıların gizemi, gezegenlerin etkisi, kristallerin titreşimi, bitkilerin majisi bu sürecin hepsini ahenkle karşılar.
Tılsımların, lucid rüyaların, infüzyonların, distilasyonların, ay zamanlarının, ezoterik takvimlerin Botanik ile olan derin aşkını anlattığım her okült botanik eğitimimde buluşmak dileğimle. . .