Düşük enerjisi olan ve sürekli negatifte kalan, kötülük yapan insanlar daha yüksek enerji frekansında olan, iyilik için mücadele eden, ışığı yaymaya çalışan insanların, somut birer yansıması ve suretidir. Dediklerin de inanmayın…
Kimse kimsenin aynası ve yansıması değildir. Her insan kendi içinde yüzlerce olasılık barındıran ve sayılı duyguları olan bir varlıktır. Temel ihtiyaçlar ve eylemler (uyanmak, okumak, işe gitmek vb) dışında pek fazla aynalık barındırmayan bu yolculukta birileri iyi olanları da kötülüğün kafesine sıkıştırmaya çalışıyor.
Durup dururken dünyayı cehenneme çeviren bir varlık ile onu iyileştirme çabası içinde olan biri hangi mantık seviyesinde suret olabilir ki birbirine?
Dinler tarihi ile başlayan ve acının ve onunla birlikte kötülüğün bir hastalık gibi yayıldığını dünyada, İnsan kendisi hariç her şeyi yok etmiştir. Bu bununla birlikte aynı dünyada sevincin ve güzelliğin ve hatta iyiliğin dünyada yayılması için mücadele eden insanlar da ortaya çıkmıştır ki bu hikayede de aynalık ve birlik kavramı yoktur.
Aynalık kavramı suçu işleyenin arsızlığı ve yaptığı işe kılıf uydurma çabasından başka bir şey değil. Bu hikayede olumsuz olan şey ise iyi olanın günün sonunda kendini sorgulaması ve iyileştirme çabasına girmesidir.
Kötülüğün sureti yaptığı davranışın sonunda ortaya çıkandır, Sen değilsin. Biri ormanı yakar ve sen onu söndürmeye çalışırsın fakat yapacak hiçbir şey yoktur. İşte tam burada kötünün sureti ve aynalığı yaktığı ormandan geriye bıraktığı görüntülerdir.