Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Zaaf

Çokça zaafım olmuştur. Hâlâ da vardır. Üzerimde çalışıyorum.
Misal, hakkımda iyi konuşulmasını ya da benimle ilgili hayranlık ifadelerini önemsediğim olur. Üzerimde çalışıyorum.
Misal, enerjimi yitirdiğim ve tembelleştiğim zamanlar olur. Üzerimde çalışıyorum.
Misal, kendimle fazlaca meşgul olup ötekini göremediğim ve istemeden de olsa incittiğim zamanlar olur. Üzerimde çalışıyorum.
Misal, acele karar verip sabırsızca davrandığım zamanlar olur. Üzerimde çalışıyorum.
Misal, gereksiz yere konuştuğum ve ısrarla anlatmaya çalıştığım zamanlar olur. Üzerimde çalışıyorum.
Misal, kendimi bir şey zannettiğim ve üstünlük yanılsamasına kapıldığım zamanlar olur. Üzerimde çalışıyorum.
Misal, ölçüyü ya da dengeyi kaçırdığım zamanlar olur. Üzerimde çalışıyorum.
Misal, duydum zannederken bildiklerimi geviş getirdiğim olur. Üzerimde çalışıyorum.
Velhasılı üzerimde çalışıyorum.

Nasıl mı?

Kendimi açıyorum ve bende her ne oluyor ise yazıyorum. Yazmak zihnimdeki karmaşayı daha görünür kılıyor.

Bende olanı, paylaşıyorum. Bolca meydan okuyan çıkıyor. Meydan okumaların doğru olma ihtimalini, kendimle her durumda mutlu kalarak sonuna kadar sorguluyorum. Bulduklarımla, daha da mutlu oluyorum.

Bilmediğim ve öğrenmeye heves ettiğim ne varsa bir bilene gidiyor, soruyor, ders alıyorum. Param yokken de şimdi az-çok varken de en çok öğrenmek için harcıyorum. Çokça kitap okudum ve çok değerli hocalarım oldu. Şu anda da çok değerli hocalarım var. Yine de en büyük öğretmenimin hayat ve kendim olduğunu biliyorum ve dip çizgide evvela kendi kitabımı okuyorum.

Bilmek ile yaşamak arasındaki farka ilişkin, hislerim konusunda uyanık kalmayı çok önemsiyorum. Anın içindeki rehberlik için ne hissettiğime bakıyorum. Bunu özellikle son yıllarda, daha da çok yaşıyorum. Çünkü geçmişteki hatalarımın ve onların sonucu yarattığım acıların, kendime karşı dürüst davranmamaktan ve hislerimin uyarısına kapalı olmaktan kaynaklandığını görüyorum.

Bedenime özel bir önem veriyorum. Dostum Kerem Ali Altınkaya’nın ultradetoks programını takip ediyorum. Sevgili Cem Şen Hocamın beden ile ilgili öğrettiklerini uyguluyorum. Bedenimin ihtiyaçlarını ölçülü şekilde gidermeye, yediğime içtiğime dikkat etmeye çalışıyor; egzersizlerimi yapmaya özen gösteriyorum. Kesinlikle dik durmaya dikkat ediyorum. Her fırsatta nefesimi hatırlıyor ve gözlemliyorum.

Zihin, düşünce, duygu, beden bütünlüğünü gözetiyorum. Bütünsel olmayan çözümlerden ve söylemlerden uzak durmaya gayret ediyorum. Kendimi arındırmak kadar yeniden kirletmemeye de çalışıyorum.

Kalbime özel bir önem veriyorum. Severek yaşamaya, çalışmaya, vermeye, almaya, durmaya, ilerlemeye, yemeye-içmeye dikkat ediyorum; kısacası her şeye sevgi ile yaklaşmayı kendime sıkça hatırlatıyorum. Şikayet etmeyi hayatımdan çok zaman önce çıkarmıştım. Ama şikayetçi bir hâl içinde olmak ya da memnuniyetsizliğe kapılmak konusunda da uyanık olmaya çalışıyorum. Trafik bu konuda çalışmak için harika bir alan. Şefkat üzerinde çalışıyorum. Misal bir dilenciden üçkağıtçıdır varsayımıyla yüz çevirmekle, ona suçluluk duygusu ile para vermek dışında seçenekler deniyorum. Eskiden kedi, köpek veya hayvanlarla aram pek yoktu. Şimdilerde onların varlığını keşfediyorum ve insana neler kattıklarını. Çok şey kaçırmışım. “Kalbindeki çok fazla dilinde bu çok iyi bir şey değil” demişti sevgili hocam ben de sustum bir süre. Her ne kadar bir şeyleri dillendirmek ile dillendirmemek arasında bir tercihle hareket etmiyor olduğumu hissetsem de sessizlik dönemini de sevdim. Yine de Dünya gözü ile tanışmadığın insanları özlemek ve onlar tarafından özlenmek güzel. Belki de gevezeyim de hala kabul edemiyorum.

Tüm bunlar bir yana asıl çalışma farkındalık. Bunun için kendime vakit ayırmak ve oturup sessizce kendimle baş başa kalmak ve hiçbir telaşa kapılmaksızın olanı gözlemlemek harika bir yol. Meditasyona oturuyorum. Bu konuda Cem Şen Hocama öğrettikleri için minnettarım. Meditasyonu her anıma yaymak ise bu aralar asıl meselem – her söze, her harekete, her nefese…

Tüm bunları niye anlattım? Cevap yukarıdaki metnin içinde olabilir. Belki gevezeyim ve anlatmadan duramıyorum; belki güzel sözler duymaya bağımlıyım; belki kendimi açarak üzerimde çalışıyorum ya da belki sadece anlatıyorum.

Exit mobile version