Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Zina ve fahişelik

Samimiyetle yapılmayan her eylem zinadır; bu kelime gibi zahire (görünen) atfedildiği için pek çok kelime gibi yanlış anlaşılmıştır.

 

İşin batıni (görünmeyen) yüzüne bakılmadığı için böyle olmuştur bu; kelimelerin asıl manalar bu yüzden anlaşılmamış, haksızlığa uğramıştır.

Zina bunlardan biridir.

‘Evli biriyle ilişkiye girmek’ denmiş, çıkılmıştır işin içinden.

Oysa zina, ziyanla eşdeğer bir kelimedir; “Ben veriyorum, sen hakkını vermiyor, yerlere düşürüyor, ziyan ediyorsun,” cümlesi bunu en iyi şekilde açıklar…

Gösteriş için yardım etmek örneğin; eğer gösteriş varsa samimiyet yoktur. Ziyandır o eylem; burada da
“Samimiyetin yoksa gelme; açmam sana kapımı,” vurgusu yapılmaktadır.

Fahişe de haksızlığa uğramış kelimelerden biridir.

Fahişe, fahiş (aşırı) kökünden türemiştir; aşırılığa kaçan demektir.

Dengeyi bozan her şey aşırıdır; onlardan arınmak gerekir yani aşırı davranışlar sergileyen herkes fahişedir, fahişelik yapıyordur aslında.

Yani asıl fahişelik bedende değil ruhtadır.

Demem odur ki olayların, o olaylara verilen hükümlerin, kavram diye körü körüne kabul ettiğimiz her şeyin manasına yani aslında neyi temsil ettiğinin bilgisine derinlemesine inersek, onları kör inançlardan ve zihinden arınmış bir şekilde, tarafsız bir gözle tefekkür edersek sır zannedilen her şeyi kolaylıkla çözebiliriz.

Yani ayın karanlık yüzünü görebilmektir marifet yoksa çoğu kişi gibi dolunayı görür, tamamını gördüğünü zanneder, bu yanılgı ile öylesine yaşar gideriz…

Exit mobile version