İnsanlar önce kendilerine benzeyen çizgi roman karakterleri yarattı, sonra onları öyle bir hale getirdi ki her biri başka bir yaratığa dönüştü.
Şimdi de millet onlara benzemek için çaba gösteriyor; sanal dünyada çıktığımız yetmiyormuş gibi, gerçek dünyada da insanlıktan çıkmak üzereyiz.
Geçen gün yüzüne yaptırdığı estetik ameliyatlar yetmiyormuş gibi, çenesini de sivriltmiş bir kadın gördüm; çenesinin rengi tutmamış, ten rengine uymamış olsa gerek, uzaktan bakınca çenesi Asur, Babil Krallarının sakal şekline bürünmüştü.
Böyle bir ucubeye dönüşmek için kaç para ödenir, bilmiyorum; bu işin sonu nereye varır, hele onu hiç bilmiyorum.
Eskiden kadın cinsi zarafeti temsil ederdi; erkeklerde yürek hoplatan bir cazibe yaratırdı. Şimdi şişme bebeklere benzeyen, her yeri kıvrım kıvrım kadınlar türedi; şahsen bunlar bende cinsel arzu dahi uyandırmıyor.
Dolgu ile şişirilip vajina dudaklarına benzetilmiş ağızları görünce içim kalkıyor; kadınlarda, biz erkekleri mıknatıs gibi çeken, içimizde arzu uyandıran o doğal dudakları arar oldum.
Hele o diş fırçası kılı yapıştırmışsın gibi duran kirpikler, sülük yapıştırmışsın gibi duran kaşlar yok mu onlar evlere şenlik; çirkinlik abidesi…
Böyle böyle cinsel dürtülerden uzaklaştırıp aseksüel insanlar mı yaratmaya çalışılıyorlar acaba diye düşünmeden edemiyorum.
Ey insanoğlu; uyan, silkin, kendine gel, kendine dön artık yoksa bu dünyadan göçüp gittiğinde, her nereye gidiyorsan artık, orada kimse tanımayacak seni…