Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Beklentisizlik

Bir insanın bir eli yağda, bir eli balda, mutlu mesut, rahat yaşadığı tek yer anasının rahmidir; doğmadan önceki, ete kemiğe büründüğü o dokuz ay on günlük süredir ancak o bunun keyfine varamaz çünkü bilinci yoktur.

Şimdi çoğumuz yetişkin ya da ergen ve bilinciniz yerinde ancak şimdi de yaşadığınız dünyadan memnun değil; ne yaman çelişki değil mi?

Peki bu çelişki nasıl aşılır? Cevabı çok basit; iki dönem arasındaki ortak noktayı bulup ona odaklanarak…

O ortak nokta ne? Beklentisizlik…

Ana rahmindeki bebek öyle değil midir? Onun bir beklentisi yoktur ama yine de annesi onu besler, büyütür, doğacak hale getirir.

O halde yaşarken keyif ve mutluluk olmak için tek çare beklentisiz olmak ama siz ne yapıyorsunuz, her şeye hırsla yapışıyorsunuz. E o zaman da bırakın keyfi, mutluluğu, hiçbir zaman huzurunuz bile olmuyor.

Sonra ‘neden içiyor Nursel?’

Hırsınız varsa, bırakın dünyanın herhangi bir yerini, cennete gitseniz, orada bile rahatınızı kaçıracak bir şey bulursunuz.

Beklentisiz olun; bu, uhrevi alemde sıkça söz edilen teslimiyeti de getirecektir size… o zaman ruhunuz huzur bulacaktır.

Teslimiyet içinde olan biri, Tanrı, Allah, Evren, artık ne diyorsa, O’na güveniyor ve kendini akışa bırakıyor demektir ki bunu başardığı anda hayatı yoluna girecektir…

Exit mobile version