Emmare ve Levvame’de debelenenler için iki mertebe de cehennemdir; Mülhime’de cennete adım atmış gibi olursunuz ama tam değil sadece orada ortalık biraz serinler.
Emmare’de kıyasıya dünyaya, Levvame’de de kıyasıya kendine yüklenir kişi; birinde başkalarını, diğerinde kendini suçlama enerjisi yer bitirir, her ikisinde de -kendinin yaktığı- cehennem ateşi yakıp kavurur onu.
Mülhime de kaygan zemindir kişi için; burada da insanlığı hakikate ulaştırma vaadiyle kandıran kültürel öğretilerin tutsağı olur, bu kez onlar zehirler bünyesini.
Mülhime kişinin kafasının iyice karıştığı, bulandığı, her şeyin Arap saçına döndüğü, allak bullak olduğu, bir anlamda derin hipnoz ya da transa girdiği mertebedir; buradan kurtulmadan hakikat yoluna çıkılamaz.
Velhasıl kelam, hakikat yolculuğu Mutmaine’de başlar ki oralarda neler olduğunu bilemediğim için burada bir şey yazamam.
Biliyorum, ısrarla soracaksınız şimdi ama yapamam, haddimi aşamam; henüz gitmediğim bir yerde nelerin olup bittiğini size yazamam…