Ne kadar farkındasın acılarının. Dinler mi ruhun kalbinin dinmeyen haykırışlarını. Görmez misin dünyada var olan kederi ve ıstırabı. İşitmez misin doğanın feryadını.
Başkalarının acısını giderme arzun, acının kaynağını anlama çaban ve ardından şefkatli her davranışın sana insan olmanın güzelliğini hatırlatır. Acıyla yüzleşme cesaretin ve yaşanan her acının üstesinden gelebileceğine dair öz güvenin, sana sonsuz şefkati getirir.
Her insan doğanın görkemli kucağında zayıftır. Zayıflıklarımızı tüm insanlığın ortak deneyimi olarak kabul ettiğimiz takdirde, korkularımızın üstesinden gelebiliriz. Korkunun, acının, kederin ve ıstırabın farkında olmak, öz şefkat kapılarını bize aralar. Kendine nezakette cömert bir ruh, başkalarına da ilgi ve nezaketten yoksun değildir. Kendine şefkat gösterebilen bir kalp, dışarıdaki acıyı da ruhunda hissedebilir. Öz şefkati yüksek her insan, dokunur nice kalplere sonsuz sevgiyle ve şefkatle.
Yaşama ektiğin her tohum sevgiyle yeşerir
Yaşatmak istediğin her neyse, odur senin geleceğin
Toprağı şefkatle ve suyla beslersen, büyür her tohum
Sudur yaşamın ve senin yegâne özün
Saflığını öz şefkatinle koruyabilirsen eğer
Kendi doğasında filiz verir yaşamın ebedi
Sevgisiz dokunur ve bozarsan her zerresiyle yaşamın özünü
Yitirir doğal olan her şey bir gün masumiyetini
Doğanın her elementi kendi enerjisiyle yüzmekte bu âlemde
Biri diğerine üstün gelirse, yiter var olan denge
Yaşamın nizami dengesidir, huzuru getiren hepimize
Sonsuzluk ise dengenin ince ayarında gizli bir hazine
Bulanmaz akarsan yaşam deryasında su misali
Aşarsın tüm engelleriyle boyutsal âlemleri
Ruhun, bedenin ve zihninle korursan dengeni
Sen şefkatle kucaklarsın cümle âlemiyle kendini
Önce kendini, ardından diğerlerini anlamak besler nezaketini. Kendi deneyimlerini ve tüm insanlığın deneyimlerini anlayabildiğin ölçüde buluşursun, insanlıkla ortak bir paydada. Geçmiş ve gelecek olandan özgürleşip, şimdiki anda kalabilirsen yargısız bir tutumla. Kendini ve başkalarını şefkatle kucaklar ruhunla kalbin.
İnsan zaman ve mekânla sınırlanmış, bir zerredir bu âlemde. Ne vakit uyanırsa asıl hakikatine. Bilincinin kendine oynadığı nice oyunları fark eder işte o vakit. İnsan beden kalıbının dışına çıkabildiğinde, tüm arzu ve tutkularından azat olur ruhuyla ve kalbiyle. Önce kendini ve ardından tüm canlılarıyla yaşamı şefkatle kucaklayabilmekse, insana insan olmanın güzelliklerini yaşatır bu âlemde.
Nice boyutlarıyla âlem ve dünyamız, tüm gizemiyle ve güzellikleriyle bize sunulmuş bir cevherdir. Bu cevherin gizemini ve güzelliklerini görmemizi sağlayan ise, sevgiyle ve şefkatle beslenmiş yüce bir kalptir. Duygu, düşünce ve deneyimleriyle her insan bilinçli farkındalıkla bu yolu şefkatle yürüyebilir.
Kaybetmeden bu dünyanın güzelliklerini
Uyan ve aç, kalbinin akıl gözünü
Neleri barındırıyorsun ruhunun derinliklerinde
Fark et tüm duygu ve düşüncelerini
Geçmiş ve gelecek dürülmüş, şimdiki anın içine
Kapa gözlerini ve hisset, ruhunun derinliğinde hakikatini
Mekâna ve zamana sıkışmış sınırlı algınla
Sahip olduğun her ne varsa güvendiğin
Bu âlemde bir yanılsamadan öte değil
Deneyimlediğin ne varsa yaşam sahnesinde
Ruhuna kattıklarını derinlemesine bir düşün
Geçip gittiğin tüm yolları gör ve tanı
Şefkatle yürümüş müsün acep o yolları
Kalbini huzurla doldur ve hafiflet tüm acılarını
Sevgiyle kucakla kendindeki âlemi
Bil ki ruhun, sığınabileceğin tek yuvan
Ruhunda barındırdığın her ne varsa bu âlemde
Onlardır senin asıl hakikatin