“Kutsiyet yüklediğin, putlaştırdığın, toz kondurmadığın her şey başına bela olur…”
Tarih boyunca insanoğlu hep bu tuzağa düştü.
Kutsiyet zihninde oluşturduğu bir kavramdı; onu atamadığı için çözümü dışarda aramaya başladı, ancak orada da çuvalladı.
Konuyu çözemeyince alkol, sigara, ot vb. maddelere sardırdı; onlardan medet umdu çünkü onlar onu -geçici bir süre için de olsa- uyuşturuyor ve iyi hissetmesini sağlıyordu.
Öyle ki nasıl olsa çay diye ayahuasha bile içti, mantardır diye peyote kaktüsü yedi; onları da kurtarıcı zannetti ve onlara da kutsiyet yükledi.
Bir süre de onlarla ‘uçtu’ ancak daha sert bir şekilde yere çakıldı.
O süreçte kendine ve ailesiyle olan ilişkilerine hiç bakmadı; zihninden yüreğine inmedi ve bugünlere geldi…
Kısır döngü böyle devam etti gitti.
Bundan sonra nereye gider, bu döngüyü nasıl kırar ve huzura erer, onu Allah bilir…