Dünyayı değiştirecek birini mi bekliyorsun?
Yoksa dünyanı değiştirecek birini mi ?
Dön bir bak aynaya…
Gördün mü oradan sana yansıyan ışığı?
Gözlerin kamaştı mı kendi nurun ile ?
Ve o an çözdün mü evrenin sırrını ?
Görünenle gözleyeni birlediğinde;
Vardın mı Yaradan’ın muradına ?
Patlamaya hazır bir volkan gibi
Gözlerindeki kıvılcımın yansımasında
Seyret kendini.
Seyret; özündeki evreni
Mikrodan makroya,
Ve maddeden manaya…
Ağaçta ve toprakta,
Kurtta ve kuzuda,
Erkekte ve kadında,
Güzelde ve çirkinde,
İyide ve kötüde,
Melekte ve şeytanda,
Gör her şeyde kendini.
Sanki her biri, sana tutulan bir ayna misali
İyi bak…Hepsi nasılda azıcık “sen” gibi…
İşte bu yüzden,
Her halinle sev seni
Kabul et bütün yüzlerini
Ve indir, tüm yorucu maskelerini
İşte o an farkedeceksin, gözbebeğinin gerçek ışığını
Aslında “öz”bebeğinin hakikat nurunu…
Şimdi sor kendine:
Aynaya bakan yüzüm mü gerçek?
Yoksa aynadaki yansımam mı aksetmiş özüme?
Sessiz ol… Ve gelen cevabı dinle:
“¬Bir nurdur bu çoğu zaman
Fakat sadece maskesiz yüzüne yansıyan
Bir tek, kendin olduğunda açığa çıkan…
Ayna bulamadığında üzülme sakın
Bu kez bir başka insanın yüzünde gör kendini
Hani ustaların “insan aynası” dedikleri;
O insanda, hayran olduğun ne varsa?
Unutma ki senden bir yansıma
Ve kabul edemediğin de ne bulduysan?
Sende de var illa ki bir parça
Haydi teşekkür et tüm yansımalarına
Zira ;
Seni sana gösterdiler,
Seni sana buldurdular.
Şimdi seni öz bebeğine kavuşturdular.”