“Kimlerin durumuna alaycı bir şekilde gülüyor, kimleri eleştiriyor, kınıyor, yargılıyor ya da başınıza nelerin gelmesinden korkuyorsanız, bir gün onların kaderini yaşamanız ya da o şeylerin başınıza gelmesi kaçınılmaz olur.”
Buna karma diyenler de var. Neyse ne; çok fazla tanık oldum, kendim de yaşadım, bu bir şekilde işliyor işte.
Yazdıklarımın ışığında, şimdi size sizi hem sıradanlıktan çıkaracak (çünkü sıradanlık çok sıkıcıdır!) hem de mutlu edecek bir eylem öneriyorum:
Eğer yukarıda tırnak içinde yazdığım cümle size anlamlı geliyorsa, söylediklerimi modellediğiniz kişiler ya da sahip olmak istediğiniz şeyler için yapın, yapın ki ilerde onları yaşayın.
Mesela zengin olmak istiyorsanız dünyanın en zengin insanına gülün, onunla alay edin. Onu eleştirip kınayıp yargılayın ya da ne bileyim, zengin olmaktan korkun.
Bu uç noktada, sıra dışı niyetler için de geçerlidir. Sıradanlıktan kurtulun, kendinizi sınırlamayı, herkes gibi düşünmeyi bırakın; az kişinin tercih ya da cesaret ettiği gelecek planlarının gerçekleşme olasılığı daha fazladır; onlara yönelin.
Bu tıpkı kardan timsah ya da fil yapmayı hayal etmek gibidir çünkü kar yağdığında çoğu kişinin aklına kardan adam yapmak gelir; siz farklı bir şey yapın ki dikkat çeksin, siz de bundan keyif alın.
Nasıl, mantıklı değil mi? Madem işleyiş böyle, öyleyse buna uygun davranın.
Ya da siz bilirsiniz; ot gibi yaşayın, yavan bir hayat sürün, sıkıntıdan patlayın, isimsiz, iz bırakmayan, kimseye hayrı olmayan, deyim yerindeyse ‘yaralı parmağa işemeyen’ biri olarak ölün; seçim sizin…