Yuvaya Yolculuk Dergisi

Alış(a)mayanların Manifestosu

Bazıları için hayat, önceden çizilmiş bir yol gibidir. Sorgulamazlar, sapmazlar, kaybolmazlar. Çünkü kaybolmayı bile bilmezler. Ama bazıları vardır ki daha ilk adımda, daha ilk nefeste hisseder: “Bu yol benim yolum değil.” İşte bu manifesto, o yolu bulamayanların, bulmak için her şeyi kaybetmeyi göze alanların sesidir. Bu, alış(a)mayanların hikâyesidir.

Alış(a)mayanların Manifestosu

Ve sonra:

Alış(a)mamak Ne Demektir?

Murat… Bu dünyaya geldiğinde ona da herkes gibi bir kimlik, bir yol haritası verildi: Oku, büyü, çalış, evlen, borçlan, sus ve öl. Murat da denedi. Uyum sağlamak için pek çok şeyden vazgeçti: Kendi iç sesinden, hayallerinden, gençliğinin asi nehrinden. Çok çalıştı, çok ter döktü, karşılık beklemeden çabaladı. Ama günün sonunda eli bomboş kaldı. Avuçlarında kırıntılar, içinde tarifsiz bir yalnızlıkla 53 yaşına geldi.

Çünkü Murat ve onun gibiler bu dünyaya ait değildi.

Alışamamak,

Ve alış(a)mayanlar bilir: bu dünyanın rahat koltukları hissizliğin üzerine kurulmuştur.

Alışan Kimdir, Alış(a)mayan Kimdir?

Alışanlar ikiye ayrılır:

İnançla Alışanlar:
Doğdukları gibi hazır şablonlara girenler. Düşünmeden inananlar. İtaat edenler, tapınanlar, razı gelenler. Kendi elleriyle kendilerini zincire vuranlar.

Zorla Alıştırılanlar:
Bastırılanlar. Çocuklar, gençler, kadınlar… Hayatın acımasız düzenine boyun eğmek zorunda kalanlar. İstemeden öğrenenler. Hayatta kalmak için kendinden vazgeçenler.

Ve biz biliyoruz ki: ilk grup alışarak yaşar, ikinci grup alışarak kaybolur.

Alış(a)mayanlar ise; hiç kaybolmamak uğruna sonsuz yalnızlığı göze alanlardır.

Alış(a)mayanların Kaderi ve Armağanı

Bu dünyada alış(a)mayanların kaderi çok bellidir:

Çünkü alışmamak, düzenin bozulması anlamına gelir. Ve düzen, bozulmamak için her şeyi yapar.

Alış(a)mayanın armağanı özgürlüktür.
Ama bu özgürlük,

Ve bu özgürlük, taşınması en ağır zincirdir.

Çünkü alışamayan hem dünyanın yalanlarından hem kendi kalbinin sancısından kaçamaz. Ve hayatı bir cehenneme dönerken, cenneti de yine içinde taşır.

Bu Dünya Neden Alışanlara Göre Kurulmuş?

Çünkü alışanlar dünyayı kendilerine göre şekillendirdiler. İnançsızca inandılar. Sorgusuzca itaat ettiler ve düzenin çarklarını döndüren kahramanlara dönüştüler.

Alışamayanlar ise, yalana “hayır” dedikleri için dışlandılar. Gerçeği gösterdikleri için sürüldüler. Konforu bozdukları için susturuldular.

Çünkü alışanlar da biliyordu yalanın içinde olduklarını ama konforlarını terk edecek cesareti bulamadılar ve bildikleri cehennemde yanmayı, bilmedikleri özgürlüğe tercih ettiler.

O yüzden bu dünya: Alışanların cenneti, Alış(a)mayanların cehennemi oldu.

Ve o duvar yazısında söylendiği gibi: “Belki de biz hep sarhoştuk, içince ayılıyorduk.

Evet, bu dünya sarhoşların dünyası ve ayık kalan herkes, bu sarhoşluk içinde lanetlenmiş bir ayık kalandır.

Alış(a)mayanların Manifestosu

Bu dünyanın sarhoş düzenine boyun eğmeyeceğiz. Sahte mutlulukların önünde diz çökmeyeceğiz. Gerçeği bildiğimiz halde susanlardan olmayacağız. Alışmamış kalbimizi taşır gibi taşıyacağız ve her sabah yeniden bir kez daha dünyaya ait olmamayı seçeceğiz.

Çünkü biz biliyoruz: “Alışmak, ölmenin diğer adıdır. Alış(a)mamak, yaşamanın acılı ama onurlu yoludur.

Son Söz:

Ey dünyaya alışmışlar, ey her şeye razı olmuşlar, ey göz göre göre cehenneme cennet diyenler… Biz buradayız. Ve alışmayacağız. Ve susmayacağız. Ve en önemlisi: İnsan kalacağız.

 

Murat Tali

Yazar

Exit mobile version