Çiçek demek tohum demek, tohum demek; öz demek, miras demek, şifa demek. Geleneksel olanın kadim bilgisini bir hazine gibi taşır tohumlar, onlar Evren’in yüksek bilgisini tutar içinde, Toprak ana ile buluşunca bilgelik yayar. TOHUM ; bir toplumun kimlik bilgisini taşır ve aktarır nesilden nesille. Geleneksel İyileşme kanalında Tohumlar bir sanat gibi işlenir, disiplin ve özenle yetişir. Bir bebek kadar zahmetle, emekle. Büyüdükçe evrensel bilgisini birleştirir renkleri, kokusu, biçimi, formu, kimyası ve simyası ile. Gece ile gündüz ile, kış ile yaz ile ölümle doğum arasındaki yaşam enerjisidir tohum.
Kadim kültürlerde, iyileştirme yöntemleri içinde Bitki Krallığı ilk sırada yer alıyordu. Yapraklar, dallar kimi zaman kabuklar, tohumlar ve çiçekler çok yönlü kullanılırken her bitki parçasının kıymetli bir işlemesi olurdu. Kutsal Çam ağaçları pişmanlık gibi olumsuz duygulara kapılıp gitmemize engel olurken kırmızı oya gibi olan çiçekleri kullanılırdı. Meşe sorumlulukları taşımayı ve ruhun dirayetini arttırırdı. Tohum, yaşamın sürdürülebilirliğini gözümüze sokarcasına öğretir yeniden yeniden doğarak.
Tohum terapisi de Nedir?
Kore geleneksel iyileştirme bilgisinden gelen SUJOK (yaşam enerjisi) tohumlarında kullanıldığı bir iyileşme biçimi. Enerji alanlarımızın yansıma bölgelerine uygulanan bu tohumlar, canlı ve yaşayan tohumlarla yapılırdı. Her organın ve onun bağlı olduğu enerji akım alanına ilgili Tohumun yerleştirilmesi ile çalışan bir kadim bilgi. Bugün Batının da kendi içinde sentezleyerek kullandığı Tohum terapisi (sujok) her türlü sorunda ustaca çalışan tohum türleri ile karşımızda.
Anadolu Bilgeliğin ’de Tohumla İyileşme ;
Ninelerimiz, dedelerimizin gözleri gibi baktıkları değerli tohumlar, yaşamsal manada beslenme ile ilgili kısımla bezenmiştir. Bir sonraki yıllara saklanan tohumlar tazecik enerjilerini kaybetmesin diye tülbentlerin, mendillerin içinde saklanırdı. Tel dolaplı mutfakların zamanlarında küçük bir raf tohumlar İçin ayrılırdı. Domates, arpa, buğday, susam gibi temel yaşamın gıda devamlılığı İçin kendi genetiğinin zarafetini saklayarak, leziz kimyası ve dayanıklılığı ile Ata tohumlarımızdır onlar. Beslenmenin yanı sıra, iyileşmenin de anahtarıydı tohumlar. Küçükken dedem beni Ankara’daki Kurtuluş Parkına götürürdü, çok severdim orda at kestanesi toplamayı, dedem bir ipten bez fileyi koluma takar, hadi Ayşegül bol bol topla derdi. Güçlü Kestane ağaçlarının güçlü tohumları olan at kestanesi. Porselen bir havan içinde suda beklettiği Kestane ağacı tohumlarını ezip, bir tülbentle varisli bacaklarına sarardı. Bunu tüm gece tutardı sabah uyanınca da çözerdi.
Biraz daha kadim bileğilere inersek Muhammed’in Tohumları ismiyle de tanınan, Habbat Ul Sevda (Çörek otu tohumları) her türlü sağlık sorunları İçin kullanılan İlahi bir ilaçtı. İlerleyen Batı Tıbbı ile ilerleyen modern yüzyılda tohumun 100’e yakın sağlıklı bileşenlerden oluştuğu kanıtlanmıştır. ÖNEMLİ yağ asitleri, proteinler, karbonhidratlar, vitamin ve mineral kaynağı olduğu da bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Doğduğu topraklar, aldığı su, rüzgar, güneş, ay , yamaç, tarla gibi tüm koşullar ise tohumun kimliğini ortaya koyardı. YÜKSEK rakımlı ve sert yamaçların çiçek ve tohumlarının en güçlü frekanslara sahip olduğu ise Kirlian sistemi ile yakın zamanda ispatlanmış kayıtlara geçmiş bir bilgi olmuştur.
Bugün Ata tohumlarımızı, kültürel kodumuzun simgesi olan tohumlarımızı el ele vererek çoğaltmak İçin Tohum Takas Şenlikleri ile kamusal ve bireysel anlamda çalışmalar hızlanmıştır. Geleceğimizi hibrit olmayan zihinlerle, sağlıklı bedenler ve sağlıklı ruhlar İçin hazırlamalıyız. Tohumun evrensel bir hazine olduğunu unutmamız dileğimle.