Pazar gününü kuş sesleriyle kapatıyoruz, geçmişte mi gelecekte mi bilemediğimiz kuş sesleriyle… Kendi içine dönüp duran bir nefesle temizleniyor, bir zamanların kötülüğü, şimdi ışığa dönüştü… .
Sonsuzluktan bahsetmek, onu yaşamaktan daha zordur. Medeniyetler geçer, taşların bilgeliği iliklerinde birikir, suyun sözleri gözyaşıyla taşınır. Büyük kalbin damarlarını açmak için, senden doğmuş olandan tekrar doğduğunda, hikayeni anlatmak zorundasın…
Kendi kulakların çoktan yok olmuştur, başka bir gezegenin topraklarında… Sözlerin sana varmadan dağılır gider bedenin, böyle bir ruhun hareketini taşırdı kolların, ellerin… Göz açıp kapayıncaya kadar, bildiğin tüm yaşamlardan dönerdi koynuna… O biricik nefesini alabilmen için. Bu yüzden kazanmak zorundasın, yalnızca senin bildiğin o anlamı paylaştığımızı görmen için. Kalbinin ne kadar görkemli olduğunu, o ana kadar bilemezsin. Hikayeni anlatmak zorundasın, yalnızca senin bildiğin bir ülkeyi kurduğunda, orada yaşadığımızı göreceksin.
Soluduğun havanın içinden gelen sesleri dinle, zamandan da eski bu savaşın ardında, şimdiki seni desteklemek için her gün çalıştığımızı hatırla. Bedenine biçim veren bilgiyi yazarken ve doğduğun anın yıldızları üzerine eğilmişken ve hepimiz senin gülümseyişinden çıkacak ateşle ısınırken, çoktan sakladığın kapıları bulup, açtığını hatırla.
Zihnin kenarına ulaştığında, onu eğip, bükmeye başladığında, ellerinin nasıl yaşadığını hatırla. Dokunduğun yapraklardan üflediğimiz nefesi, bir zamanlar bu toprağa teslim ettiğini… Seni beklerken, açtığımız çiçeklerin üzerine uzandığında, özlemin damarlarında tüm soyuna can verdiğini hissedeceksin. Seni ne kadar sevdiğimizi bilebilmen için, kendini unutmayı hatırla. İlk merakın verdiği sevincin, şimdi seninle olduğunu…
Bugün günlerden bir gece. Hava her şeye rağmen temiz. Tüm yok oluşlarından sonra yaşıyorsun yine… Yaşayacaksın, bedenin hikayeler katacak toprağa… Yaşarken senin için kaç kez öldüğümüzü hatırla. Senin bizim için öldüğün gibi. Bir olduğumuzu hatırla. Bugün günlerden bir gece, onu nasıl aydınlattığını görmek için, etrafında mutlulukla salınıp duran bizleri, nerede bıraktığını hatırla. Zamana cevap vermek için seçtiğin adın ve seçtiğin bedenin ve seçtiğin duanın, bir şimşekten daha hızlı toprağa düşmekte olduğunu… .
Hafızanın yaşamla arana mesafe koyarken, kalbin zamanda bıraktığın senleri bu anda topladığını hatırla. Bir olduğumuzu..