“Bir Rüya Gördüm ya da o beni gördü. “
Uykunun kucağında hem gerçek hem rüya, hem var hem yok…
Uyku diye gittiğim gezmeler rüya…
Bir manam var, peşindeyim…
Kadimde Ölümün Kardeşi Uykuda,
bedenimin, zihnimin değil; hem de ruhumun kovuğuna çekilip dinlendiği, aklın duvarlarının incelip, içerde neler olup bittiğini, aslında nasıl düşündüğümü nasıl bildiğimi, kilitli tuttuklarımı
anlayabilmenin, arındırabilmenin, telafi edebilmenin,
dönüştürebilmenin mümkün olduğu,
bir de
en derin halinde Levh –i Mahfuz’dan, Akaşik Kayıtlardan,
Bilinçdışından, ilhamın büyük kapısından geçerken
yaratıcı işlerin, nedensiz paralelliklerin,
anlamlı rastlantıların, haberci hallerin,
olasılıklar evreninin, mümkünlerin yolculuğudur rüya…
Yenilendiğinde dönüştürdüğünde şifa verir
Berraktır lisanı olağan dışıdır olmaz sandığı olur
duruyu gösterir rüya…
Fısıldar bazen bir müziktir ilhamı duru işitir
olasılıklardan muhtemel mümkünleri söyler habercidir rüya…
Rüyada uyanmaktır…
Olmaz’ların Mümkünü, zorunluluk zincirlerinden kopmuştur,
Görmekle başlar korkacak bir şey yoktur ki her olasılık var
Keşfetmektir kendini, evreni, kanatlarını uyandığı yerden…
Baştan sondan çirkinden ikiden paradokstan başkadır Hayra Yormak…
Dağına göre kar ile sınırlarını bilmek
ama yürümek yürümektir yolculuk…
Büyük Evrensel planda cüzzi iradeden muazzam bütüne
Min El Evvel il El Ezel’ de neye hazırlanıyorsa kabülünü,
sabrını, yolunu, yükünü, hediyesini almasıdır,
kalbindeki biliyordur nasıl geçeceğini der hayra yor…
Gerçek etrafımı kuşatan gerçek…
Hakikat hem gerçeği kapsayan hem de gerçekten başka
İşte böyle hikayelerde, nasıl tüm bir sistem bir bütün gibi her bir rezoransta ise derin derin derin manasıdır hayra yormak…
O yüzden der Rüyacı
Hayra Yormazsan Hayat Yorar…