Bakın kafalara çakılmış inanç kalıpları bilinçaltında nasıl karşılık buluyor ve bizi nasıl ters köşeye yatırıyor?
Bu konuyu açıklığa kavuşturmak için paradan yola çıktım, insanların sahip olmak istediği ancak çoğunun -ironik bir şekilde- sahip olamadığı kavramdan…
* ‘Para, dürüst yollardan kazanılmaz!’
(Çok param olursa bana ‘namussuz’ derler; aman olmasın!)
* ‘Para kazanmak için çok çalışmak gerekir!’
(Demek ki yorucu; kendimi bu kadar hırpalamama gerek yok!)
* ‘Para insanı yoldan çıkarır!’
(Param olursa ”ahlakı bozulur bunun,” derler; bunu göze alamam!)
* ‘Azıcık aşım, kaygısız başım!’
(Fazlasına gerek yok; ben kuru maaşa talim edeyim, kafam rahat olsun!)
* ‘Para aslanın ağzında hatta midesinde!’
(Ben onu oradan nasıl alırım; zor iş. Boşver, olmayıversin!)
* ‘Paran mı var derdin var!’
(Aman olmasın; durup dururken huzurumu kaçırmaya gerek yok şimdi!)
* ‘İşler durgun, piyasada para da yok zaten!’
(Para işini kıvıramıyorum; piyasaya çamur atayım bari!)
* ‘Parası olanın dini imanı olmaz!’
(Aman param olmasın; ”dinden imandan çıktı,” derler şimdi, nemelazım!)
İş bununla da bitmiyor; çoğu kişi paranın ne olduğunu ve aslında ne anlama geldiğini bile bilmiyor, ona nasıl sahip olsun?
Örneğin, kağıt para dediğimiz şey aslında pamuktan yapılıyor; şaşırdınız değil mi?