Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Kavramlara takılan zihindedir

Kavramlara takılan teoride kalır; pratik yaşamı elinden kaçırır…
Zihin, sizi teoride tutar; sezgiler ise pratiğe geçirir…
Zihinde takılı kalan, sahte giysilerinden, yalancı maskelerinden soyunabilir mi?
Hayır çünkü o, özün çırılçıplak olduğunu unutmuştur…

Özünün çırılçıplak olduğunu hatırlayan, ona yönelir; nasıl ki üzerindeki ‘kirli giysileri’ bir an önce çıkarır, yıkanır, paklanır, pisliklerden arındırmak ister kendini, sonra da yenilerini giyer, bu konu da işte -ruhen- böyle yapılır.

Zihnin sahte giysilerinin gardrobudur yani sadece evinin bir bölümü…
Özün ise -en yalın- hâlindir; mutlu olduğun evinin tamamı…
Sadeleşmek işte böyle olur; bu fiziki yaşamına da yansır…
Az eşya, az insan; asıl böyle ‘doygun’ yaşarsın…
Fazla ve gereksiz insan, fazla ve gereksiz eşya kadar can sıkıcıdır…
Eşyalarla başlar, insanlarla devam eder; üzerine yıkılan kim varsa, onları da atarsın zamanla…
Üzerine üzerine gelen yüklerin altından böyle çıkarsın…

Bob Marley‘in ‘No Woman, No Cry‘ şarkı sözünü ‘kadın yok, ağlamak yok’ olarak tercüme ettiysen, bil ki yanlış yaptın…

Bunun için yapıştın ‘insansı zerzevat’a…
Tıpkı evini nefessiz bırakan ama bir gün kullanırım diye biriktirip yığdığın gereksiz eşya ve giysilere yapıştığın gibi…
O insanlar ki bunlar aile fertlerin ya da arkadaşların, sevgilin hatta eşin dahi olabilir; eğer sana hizmetleri yoksa kaldırıp atmalısın hepsini…

Sorumlu oldukların, dolayısıyla da kalacak olanlar sadece çocuklarındır; onlar da belli bir yaşa kadar…
Eğer hayatına değer katıyorlarsa değerlidirler yoksa gönder gitsin hepsi…
Hemen, şimdi, hepsini fırlat at; özgürlük böyle gelir hayatına…

Exit mobile version