Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Satürn tapımı ve kültleri

Satürn gezegeni çok eskilerde ve belki, birkaç kıyametin öncesinde Dünya’nın göksel kuzeyinde mi bulunuyordu? Bunu savunan ”Satürn Teorisi Kozmolojisi” Antik çağda Satürn’ü göksel kuzeye yerleştiren mitolojilere dairdir.

Ve bir zamanlar, Satürn gezegeninin ilkel halinin, adeta ikinci bir güneş gibi Kuzey Kutbu’nun üstüne denk geldiğine, bunun da bölgenin farklı bir iklim yaşamasına neden olduğuna inanılması, teorinin temelini kurmuştur.

Roma tarım tanrısı Satürnüs, Güneş sisteminde 2. büyük gök cismi ve 6. gezegen olan Satürn’e dair bir kültle kısmen bağlantılıdır. Satürnüs, sonradan Kronos ile özdeşleştirilmiş ve mitolojide çocuklarını yiyen tanrıdır. Satürn Kültü’nde, 666 sayısı önem taşır. Bu sayı, kadim bir sembol olan Triskelion Keltik enerji dönergeci sembolünde izlenebilir.

6. gün Satürn day olarak, Saturday- Cumartesi yine 6 sayısını kapsar. Ayrıca Satürn gezegeninin kuzey kutbu tarafında gözlenen altıgen bir alan bulunur. Böylece gizli cemiyetler tarafından bir mühür gibi düşünülen bu şekil, bir hexagramın, yani 6 köşeli yıldızın ortası biçimindedir. Bilindiği gibi 666, İncil’de geçen Deccal’in sayısı ve işareti.

Ortaya çıktığında, kimi insanları gaflete düşüreceği anlamında “mesihu’d-dalale” İslami hadis yorumcuları tarafından da kullanılmıştı.
Bu nedenle, yorumcular, ”iki tane Mesih olup, biri diğerinin zıttıdır” şeklinde ifade ederler;

İsa, Mesih; doğru yolu gösterir, hastaları iyileştirir, ölüleri diriltir. Deccal ise, yalancı Mesih sayılır.
Bu inanç, Hıristiyan eskatolojisinde Antichrist, Yahudi eskatolojisinde ise Armilus anlayışından hareketle, İslam’daki Deccal inancını etkilemekle birlikte; Kur’an’da Deccal bir isim şeklinde geçmez.

Alimler, Kur’an’da, Samiri, Tağut, Calut gibi örnekleri de Deccal’ın bir prototipi olarak kabul ederler.

Armilus, Armilos ya da Armilius; Mesih’e karşı mücadele edecek kişidir. İslam Dini’nde hadislerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, deccal ile aynı kişi olduğu düşünülür, kıyamet belirtilerinden biri sayılır ki; Mehdi ortaya çıkmadan, kötü ruh, isyankar ve zulümkar olan, büyük bir kıtlık eşliğinde doğacak, aç kalanlara yiyecek dağıtıp kandıracak, fesatı yayacak, 40 gün, 400 gün veya 40 yıl hüküm sürecektir.

İsa (A.S), ise Deccal’ı Ortadoğu’da öldürecektir.
Yeni Ahit, Vahiy Kitabı’nda Mesih karşıtı I. canavarı peş peşe sıralanan 6’lar ile betimlemektedir. Vahiy 13;18’de yazılmış “666” sayısı ise hem Yeni Ahit, Vahiy Kitabı’ı, hem Anti-Christ’i, hem de Sahte Peygamber’in üçlü birlikteliğini kripto altına alır.

Siyasi ve dini açıdan kudretli olan bu kimse, kendisini iyi gösterecek, tapınılacak kadar sevgi ilgi toplayacak, aldatıcılığı ile, önce antlaşma yapacak, sonra bozup, Armageddon’u, büyük savaşı çıkaracaktır.

Tarihte, birçok Deccal atfında bulunulan kişi olmuştur. 30 Deccal gelişinin ardından kıyametin çıkacağı söylenmiştir.

Her dönemde, kötülüğün timsali olan kişilerin toplam temsili halinde ve kolektif bir akım olarak baktığımızda, etten kemikten tek deccal yerine, zalim hükümdarlar, hain yöneticiler, sahte peygamberler, savaş başlatıcıları, gibi güçlü, isyankar, imansız ve şeytani kişilerin; en belirli kötücül işleri yapmış olanları için; ”Deccal” terimi kullanılmıştır.

Bu, birçok Deccal’in çıkacağına, hatta, Dünya’yı gizli bir örgütün ele geçireceğine işaret edebilir. Ancak, Deccal’in en en azılısının, kıyamete yakın geleceğine dair bir alamete de bizi yaklaştırmaktadır.

4.000 yıl önceki Babil’de, Mezopotamya’da Hz. İsa’nın doğumundan 2000 yıl öncesinde dahi, eski bir gelenek halinde kutlanan bir festival vardı. Yılın en karanlık ve kısa günlerinin hüküm sürdüğü Ocak ayı festivali, Romalıların da Saturnalia onuruna kutladıkları bu festival, Roma İmparatoru Julius Caesar’ın, M.Ö. 46’da Jülyen takvimini kabul etmesinin ardından, pagan geleneklerin tümünü devrettirmesi ile sürdürülmüştü.

MS. 380 yılında da, Hristiyanlık, Roma İmparatorluğu’nun resmî dini kabul edildi, ancak , şenlikler, Satürn’ün armağanları, Yule alışkanlıkları şimdi de olduğu gibi doğal olarak devam etmiştir.

Eski Roma’da, Saturnalia adına kutlanan festivallerin arkasındaki ana fikrin, Satürn’ün hüküm sürdüğü Çağ’da varolan koşulların yeniden yürürlüğe girmesi isteğine ilişkin olduğu söylenebilir.

‘Io Saturnalia’ , Romalıların sokaklarda bağırdığı veya ustaların özel odalarındaki ayin çığlığıydı. Aynı zamanda, karanlık baba Satürn’e sunulmak üzere kafaları kesilmeden hemen önce esir gladyatörlere söylenen şeydi.

Satürn Kültleri, Antik Çağ’dan günümüze dek sürdürülmüştür.

İnsanın aşağı doğası; Jüpiter’in tam tersi olan Satürn tarafından baştan çıkarma ile sınanır. Satürn’ün şeytani yönünün ezoterik anlamını kuran oSatürn Kardeşliği, Almanya’da ve kimi ona yakın kuzey ülkelerinde yerleşiktir. Açıkça Satürn ibadetinin gizli tarafını temsil eder. Astrolojik kozmolojik, neo-gnostik demonolojik, kaos büyüleri gibi kavramlı örgütsel ilkelere öncelik vermektedir.

Satürn, ezoterik olarak insanın sınırlamaları, ölümü ve çürümesi ile ilişkilidir. Ayrıca, birçok nedenden dolayı Şeytan, Kara Güneş ve siyah renkle ilişkilendirilmiştir. Çünkü Satürn, Güneş’in ilahi ve yaşam kaynağı ışığına daha az maruz kalan ve dolayısıyla, kötülük ve karanlık ilkesinin soğukluğu ile bağ kurdurulan bir gök cismidir.

Gümüş Çağı’nda kurulmuş bazı kadim gizem okullarının bozunması sonucunda, günümüzde sürdürülmekte olan sapkın kültlerin ve gizli toplulukların, bir kısmında, orijinal bir yaşam ve ışık kaynağı olarak, Satürn gezegeninin yeniden doğuşu özlenilmektedir.

Bu, eski bir zamandan kalan ölümcül bir miras. Satürn kültü üyeleri büyük gizlilik içeren ve çoğu yerde kökü Babil büyülerine dayanan karanlık pratiklere sahiptirler.

Bu pratikler, insanı derinden sarsabilir, yıkıcıdır, kimi yerde akıl almaz enerji çekme tasarımlarını kapsar, bazı gizli örgütler için vazgeçilmezdir.

Onlar Dünya dinleri hakkında çok şey bilmekte, ancak dindarlar onlar hakkında az şey, ya da hiçbir şey bilmemektedir.

19. yüzyılın ilerleyen zamanlarında, şeytani temelli ritüel aktivitelerindeki yükselişe ek olarak, karanlık gizli örgütlerin törenleri için kadınlarla çocukların düzenli şekilde tedarik edildiği iddiaları artmakta ve bu kölelerin, tapım ile kurban tasarımlarında önemli bir rol oynadığı öne sürülmektedir.

Bu bir komplo teorisi olabilir mi?

”Karanlığın Mesajı” kitabımın bölüm satırlarından.

Ferda Ercan Uyulan
www.facebook.com/okultizmveenerji
www.facebook.com/karanliginmesaji

Exit mobile version