Şehvet, sevgi değildir. Sevgiyle sarılmayı şehvetle sarılmakla karıştıran kişi, ilişki kurduğunda enerji yüklenmek yerine var olan enerjisini de kaybeder.
Şehvet yoğun arzudur ve yoğun arzunun kendisi cehennemdir. Arzunun derdi almaktır; haz almak, tat almak vs.. Arzu, sadece büyük bir gerilim yaratır ve o gerilimin bir şekilde boşalarak sakinleşmesi gerekecektir. Aslında bu durum her arzu için geçerlidir. Para kazanma arzusu, yükselme, başarılı olma arzusu, sevilme takdir edilme arzusu vs.
Arzudan kaynaklanan gerilimin boşalması türü bir orgazm, kundaliniyi (insanı yücelten, saf, yaşamsal enerjiyi) aktive etmek bir yana tüketir. İnsan hayatta da böyle böyle tükeniyor aslında.
Sevgi, aşk enerjisi ise vermekle ilgilenir, paylaşmakla, mutluluk vermekle, haz vermekle. Para kazanmakla değil yaratıcı eylemlerle kendini ifade etmekle; başarılı olmakla değil olmakla; yükselmekle değil yükseltmekle; kar etmekle değil katkıda bulunmakla; sevilmekle, takdir edilmekle değil güzeli görmekle ve severek yüceltmekle.
Hayat cömerttir. O yüzden sevgi enerjisine köklenen her eylem, daima verdiğinden daha fazlasını alır.
Cinsellik insanı yorgun düşürüyorsa arkasındaki motivasyon, arzudan kaynaklanan gerilimi boşaltmak olduğu içindir. Oysa gerçek bir cinsellik insanı deyim yerindeyse enerjiyle doldurur, yaşama sevinci ve gücü yükler. Gerçek bir aşkın ifadesi olan cinsellik, bu yüzden kutsaldır.
Cinsellik yaşam enerjisidir. Bu enerji, bir kadına bir erkeğe yöneleceği gibi hayatın içerisinde herhangi bir alana da yönelebilir. Kökünüz sevgiden geliyorsa hiçbir eylem için enerjiyi dert etmeyin derim. Eksildiğinden fazlası yerine konacaktır nasılsa. Belki de bu yüzden Dünyaya ilahi güzelliği, iyiliği, doğruluğu, adaleti, şefkati getiren kutsal insanların enerji sorunu hiç olmamıştır.