Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Aşık olmaya dair

Aşk, sevgiye dönüşürse kalıcı olur…kaymaklı ekmek kadayıfı olur; o zaman da samanlık seyran olur…

Aşık olun ancak aşık olduğunuz kişiye yapışmayın çünkü yapışırsanız acı çekersiniz.

Çünkü aşkın adaleti yoktur; aşık olan o hissi daima daha yoğun yaşayacaktır…bu anlamda aşk biraz da tek kişiliktir yani aşık olanı ilgilendiren bir ruh halidir.

Evet, dilerim bir gün hepiniz aşık olursunuz, o coşkuyu, heyecanı, tutkuyu dolu dolu yaşarsınız yoksa -kalıcı gibi görünen bir ilişki yaşıyor olsanız bile- bu içinizde ukde kalacaktır çünkü sürekli aşık olanlara imrenecek, özeneceksinizdir…bu sizin de birlikte olduğunuz kişinin de huzurunuzu kaçırır.

Aşık olanların duruşu bile değişir; gözleri, saçları parlar, ciltleri pürüzsüzleşir, bedenleri dirileşir…bu da yeterince imrendirici, özendirici bir durumdur.

Ancak ironiktir ki aşk öyle ‘e haydi o zaman gidip aşık olayım’ gibi bir kararla da olacak iş değildir; o beklemediğiniz bir anda kapınızı çalan ve sevinçli haber getiren bir postacı gibi, bir anda karşınıza çıkar.

Onu beklemeyin çünkü bekleyince gelmez; o hiç ummadığınız anda karşınıza çıkar.

Aşık olmak istiyorsanız kendinizi ona açın ve sadece aşk enerjisi yayın; başka bir şey yapmanıza gerek yoktur…ve anda kalın…

Yani bu süreçte ‘radarları çalıştırmak’ da işe yaramayacaktır.

Zaten hayatı doyumsuz, dolu dolu yaşanır kılan, ona keyif ve güzellik katan bu bilinmezlik halleri değil midir?

“Aşk kapıdan girince akıl tatile çıkar,” derler…evet, öyledir; aşk aklı devre dışı bırakır, mantığı un ufak eder.

Sanılanın tersine, insan her yaşta aşık olabilir sadece ölçütü değişebilir; yeter ki içindeki çocuğu yaşatıyor olsun… O zaman kaptırır gider…

Exit mobile version