Kendi edebi kişiliğini yaratan Kaygusuz, bu son kitabında kaba saba yanlarımızı gün yüzüne çıkartıyor. Barbarın Kahkahası, bir motelde tatil rastlantısıyla bir araya gelmiş olan farklı karakterlerin öyküsünü konu alıyor ve her birinin yönlerini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Karı koca arasındaki ilişki de, bir eşcinsel çift arasındaki ilişki de, garsonların kendi aralarındaki ilişki de, aynı kıyının kenarında birlikte ve gerçekçi bir şekilde anlatılıyor. Bir tatil serüveni içerisinde öykünün kor kısmında kalansa herkesin içine gömdüğü sırları oluyor.
Barbarın Kahkahası’nda hem kendileri hem sırları farklı kişiler tatillerini yapmaya süredururken gizlice havluların ve pek çok eşyanın üzerine işenmekte, bu çiş kokusu tüm kesifliğiyle tatilcilerin ve otel personelinin üzerine bir karabasan gibi çökmektedir. İnsanoğlunun en kaba ama en basit hali olan bu ihtiyacı giderme, pervasızca burunlara ve gözlere sokuluyor.
“Sıradan bir olumsuzluğu büyük acılardan kalan deyişlerle anlatırsan, asıl keder görünmez hale gelir.” Barbarın Kahkahası’ndan
Tatiller her zaman eğlenceli ve keyifli değildir. Tatiller birçok şeyin ortaya döküldüğü, badirelerin atlatıldığı ortamlara bile dönüşebilir. Hatta insan eşini, dostunu en iyi tatilde tanıma fırsatını bulur.
“Çok korkarım ürküntü veren arzulardan, ölümcül kuruntulardan. Ne de olsa her felaket, evvela bir cümleydi. Rutubetli tenin acı cümlesi…” Barbarın Kahkahası’ndan
Kaygısız’ın bildik üslubu ve imge gücü, zaman zaman gerilimli anlarda bile okurun ağzında lezzetli bir tat bırakıyor.
“İnsanın kendi bilgeliğini elinden kaçırması büyük talihsizlik.” Barbarın Kahkahası’ndan
Sema Kaygusuz, bu kitabında karakterler üzerinden cinsellikten inançlara kadar keskin virajlara giriyor ve bunun altından da başarıyla kalkıyor.
Sonu belki biraz eksik, biraz yarım kalmış hissi veriyor, ama Kaygusuz’dan akıcı ve çarpıcı bir roman daha okunmayı bekliyor…