Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Travmalarımızla baş ederken

Hepimizin zaman zaman geçmişten gelen travmaları sebebiyle aklına takılan, yüreğini acıtan hatıraları olabilir. Ama yaptığımız en büyük hata olan her ne ise geçmişte kalmış o hatıranın sizi üzmesine izin vermektir.

Bugün biraz içimize attığımız acı hatıraların, hüzünlerin hayatımızı ele geçirmesine nasıl engel oluruz hakkında yazmak istedim.

Bazılarımızın çocukluktan kalma acı deneyimleri, bazılarımızın gençlik yıllarındaki kötü tecrübeleri, bazılarımızın ise hayatın herhangi bir evresinde yaşadığı travmalar biz farkında olmasak da hayatımıza farklı açılardan etki ediyor olabilir.

Örneğin annesi ile şiddetli geçimsizlik yaşamış ya da büyüme evresinde kendi haline bırakılmış, sevildiğini hissetmemiş bir çocuk düşünün. Eğer büyüdüğünde farkında bir birey olarak kendini geliştirmeyi başaramamışsa, kendine acıması, yetersiz hissetmesi kaçınılmazdır ve yeterli özgüveni kazanması beklenemez. İlişkilerinde şüpheci olur ve güven duygusunu hissetmesi çok zor olur. Sonuç itibariyle toplumdan uzaklaşarak, asosyal bir şekilde hayatını sürdürmeye çalışır. Bir diğer ihtimal ise daha ileri boyutlu olarak daha agresif bir tutum ile istediğini elde etmeye çalışır ama bu da ilişkilerini sağlıklı bir şekilde yürütmesine engel olur.

Her şeyin temeli aile ile başlar. Bu sebepledir ki çocuklarımızı yetiştirirken onun ne hissettiği ile ilgili mümkün olduğunca çok empati kurmalı ve iletişim halinde sorunlarımızı çözmeye gayret etmeliyiz.

Peki ama diğer taraftan yaşanılan bu kötü deneyimlerin, hatıraların hayatımıza negatif şekilde etki etmemesi için nasıl bir yol izlemeliyiz?

Hayat iyisiyle kötüsüyle bizler için var. Her şeyi olduğu gibi olduğu şekliyle kabul edebildiğimiz noktada hayat gerçekten her şeyiyle çok güzel

 

Exit mobile version