Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Game Of Thrones 5. sezon finali

Bir yıla yakın süredir beklenen Game Of Thrones serisinin yeni sezonu, beşinci sezon finalini yaptı ve büyük bir merakla yine uzun bir araya girdi.

Türkçe adıyla Taht Oyunları olan dizinin dördüncü sezonunu nerede bıraktığımızı kısaca hatırlayalım.

Dördüncü sezonun en önemli olayları, hiç kuşkusuz Kral Joffrey’in düğününde zehirlenerek öldürülmesi ile Tyrion Lannister’ın babası Tywin’i öldürerek kaçması olmuştu.

Yazımızın bu kısmından sonrası 5. sezonu izlemeyenler için spoiler, hatta net anlatımlar ve yorumlar içerir. Bu öyle bir dizi ki, gerçek hayranları final bölümünü çoktan izlemişlerdir.

Serinin beşinci sezonu da, yine birçok önemli olaya sahne oluyor. Jon Snow’un Gece Nöbetçileri’nin Lord Kumandanı olmasından Cersei Lannister’ın İnanç adlı tarikata verdiği destekle kendi kazdığı kuyuya düşmesine değin pek çok gelişme yaşanıyor. Cersei, sezonun final bölümünde öyle bir muameleye maruz kalıyor ki, yenilir yutulur cinsten değil.

Beşinci sezonun önemli bir özelliği ise kitaptan ilk kez ayrışması oldu. İlk dört sezonda bire bir kitaba göre ilerleyen senaryonun artık bazı yerlerde farklılıklar içerdiğini görüyoruz. Örneğin; Sansa Stark’ın Ramsay Bolton’la evlendiği gece başına gelen ve çok tepki çeken sahnenin kitapla bir ilgisi yok. Ramsay demişken herhalde Joffrey’dan sonra en nefret edilen karakter konumuna geldiğini söylemek yanlış olmaz.

Hiç kuşkusuz durağan geçen 5. sezonun en heyecanlı ve aksiyon dolu anları 8. ve 9. bölümlerinde saklıydı. Sekizinci bölümde uzun zamandır merakla beklenen Ak Gezenler Ordusu ortaya çıktı ve Çetinocak’taki yabanıllarla müttefik olmaya giden Jon Snow, rüştünü yine ispat etmiş oldu. Sadece ejderhacamı ile öldürüldükleri sanılan Ak Gezenler’in liderlerinden birini Jon Snow, kendi kılıcı uzunpençe ile öldürmeyi başarıyor. Bu kılıç, valyrian çeliğinden dövülmüştü.

Jon Snow’a bu yapılır mı?

Ned Stark’ın piç oğlu olan Jon Snow, serinin en sevilen ve en yürekli kahramanlarından birisiydi. İnsancıl yaklaşımlarının karşılığında Kara Kale’de kendi adamları tarafından pusuya düşürülüyor. “Nöbet uğruna…”

Eğer kendisi trajik şekilde bir Ak Gezen’e dönüşmeyecekse veya Stannis’i terk eden Melisandre’nin doğaüstü bir yardımı olmayacaksa aldığı bıçak darbeleriyle kanlar içinde kaldığı yerden kalkması zor…

Yine uzun zamandır ortada gözükmeyen Dragon’un gelip, “annesi” Khaleesi’yi kurtardığı sahne ise dokuzuncu bölüme damgasını vurdu. Daenerys Targaryen nam-ı diğer Khaleesi, Meereen şehrindeki köleci hanedanlara gösterdiği merhametin bedelini az kalsın çok ağır ödeyecekti. Arenanın ortasında Harpiya’nın Oğulları tarafından mahsur bırakıldıkları ve Dragon’un çıkageldiği sahne büyüleyiciydi.

Stannis Baratheon ise krallığı hiç hak etmediğini zaten kızına yaptığı hunharca hareketle göstermişti. Kıştepesi’ni Boltonlar’ın elinden almak uğruna verdiği kurban, dünyanın bütün krallıklarından daha değerliydi oysa. Beş taht adayından birisi daha bu sezonla beraber muhtemelen göçmüş oldu. Zira öldürdüğü kardeşi Renly’nin kral muhafızı tarafından infaz edilişi tam olarak gösterilmiyor.

Anlayacağınız Cersei Lannister yerin dibine giriyor. Fakat ölümün kıyısındaki Jon Snow ile Stannis Baratheon, bakalım toprağın altına girecekler mi?

Herkesin kendini bir karakterle özdeşleştirerek ve tarihi bir dönem tadında yaşadığı Game Of Thrones, izleyicilerinin içini bura bura bir sezona daha veda ediyor…

Game Of Thrones 4. Sezon Finali yazısını okumak için:

http://fuatsagiroglu.com/?p=2176

Exit mobile version