Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

İcat ettiğin sistemlerin kölesi oldun

Gece yarısı penceremin önüne iki tarafında tıpası olan, ince uzun metal silindirik bir tüp düştü; sesinden irkildim, çıkıp baktım.

Baktım orada öylece duruyor, alıp eve getirdim. Tıpalardan birini açtım; içinden rulo bir kağıt çıktı.

Kağıdı açtım; üzerinde şunlar yazıyordu:

Sizi uzun bir süredir izliyoruz; sonuçta manyak olduğunuza ve size bulaşmamaya karar verdik.

Oysa yaşadığınız yer hoşumuza gitmişti ve sizi ziyaret etmek istemiştik ama şimdi gereksiz geliyor bu bize.

Neden mi?

E manyaksınız dedim ya; daha neyi anlamıyorsunuz?

İcat ettiğin sistemlerin kölesi oldun

Neyse; anlatayım:

Sanayi devriminden sonra, bir kısmınız çoğunuzu, büyük kitleleri robot gibi duyarsız, düşünmeyen, sorgulamayan, itaat ve biat eden canlı sürülerine dönüştürmeye çalıştı; gıdalar, ilaçlar onlar tarafından sağlıklı olun diye değil hasta ve muhtaç yaşayın diye üretildi.

O devrimle birlikte bir yönetim şekli güya, kapitalizm denen bir illet icat ettiniz; o da canınıza okuyor.

İcat ettiğiniz sistemlerin kölesi oldunuz; zavallı yaratıklar!

Ya hu kardeş kardeşe bunu nasıl yapar; anlamak mümkün değil. Ya da bundan ne elde edebilir; bu çaba ve eylemlerin kime ne faydası var?

Şu uçsuz bucaksız Evren’de tek başınasınız; dünya eviniz ve gidecek başka yeriniz yok ancak onun da içine s*çıyorsunuz!

Ya hu yaşadığın eve bunu yapıyor musunuz? Hayır mı? E o halde bunu güzelim mavi gezegene neden yapıyorsunuz?

Bu nasıl bir kafadır; aklı olan bacağına sıkar mı ya da kendine bu şekilde zarar verir mi? Bu nasıl bir şuursuzluktur; deli değilseniz neden deli gibi davranıyorsunuz?

Aa pardon, bu kelimeyi geri aldım çünkü delilere saygısızlık olur; siz psikopat olmalısınız ki bu kadar kıyım yapıyor ya da yapana göz yumuyorsunuz?

Sizi anlamak mümkün değil vallahi…

Yıllardır bizi arayıp duruyorsunuz; bunu yapacağınıza birbirinizle kaynaşsanız ya!

Uzaylılar diyorsunuz; siz öylesiniz ya hu! Daha kimi arıyorsunuz?

Yok arkadaş; avucunuzu yalarsınız! Değil görünmek; size ekmek su bile yok! Ne işimiz var bir yığın hasta ruhlu sapığın arasında?

Böyle devam ederseniz kendinizi yok edeceksiniz; bizden söylemesi…”

Mektup burada bitiyordu. Katladım, masanın üzerine koydum. Bu hainliği yapanlardan biri olmadığım için kendimi takdir ettim; yapanların da insafa gelmesi için dua edip uyudum…

Şems Terlam

Yazar

Exit mobile version