İnsan DNA‘sı uzaylılar tarafından tasarlandı, insan genomu üzerinde 13 yıl çalışan bilim adamları sansasyonel olarak iddia ettiler.
Kazakistan’dan iki bilim adamı, türümüzün DNA‘mızdaki bir mesajı korumak ya da basitçe diğer gezegenlerde yaşamını sürdürmek isteyen daha yüksek bir güç olan, uzaylı bir medeniyet tarafından tasarlandığına inanıyor.
Fesenkov Astrofizik Enstitüsü’nden Maxim A. Makukov ve al-Farabi Kazak Ulusal Üniversitesi’nden Vladimir I. Shcherbak, insan DNA’sını haritalamak için “İnsan Genom Projesi” için 13 yıl çalıştı.
Onların vardığı sonuç, insanların DNA’sına kodlanmış “bir dizi aritmetik kalıp ve ideografik sembolik dil‘in” daha yüksek bir güç tarafından tasarlandığı idi. Bilim insanları, insan DNA’sındaki kodlanamayan dizilerin yüzde 97’sinin uzaylı yaşam formlarından gelen genetik kod olduğuna inanıyorlar.
Araştırmalarına göre: “Bizim hipotezimiz, daha gelişmiş bir dünya dışı uygarlığın yeni bir yaşam yaratmak ve onu çeşitli gezegenlere yerleştirmekle meşgul olduğudur. Dünya bunlardan sadece biri. “DNA‘mızda gördüğümüz şey, iki versiyondan oluşan bir program, dev bir yapısal kod ve basit veya temel bir kod.”
Dünyada milyarlarca yıl önce yaşanan ani evrim patlamasının, farkında olmadığımız daha yüksek bir seviyede meydana gelen bir şeyin işareti olduğunu ve DNA’daki matematiksel kodun evrimi açıklayamadığını belirtiyorlar.
Sayın Makulov, “Er ya da geç… Dünyadaki tüm yaşamın dünya dışı kuzenlerimizin genetik kodunu taşıdığımızı ve evrimin düşündüğümüz gibi olmadığını kabul edeceğiz.” dedi.
Icarus dergisinde yazan ikili, bir mesajın uzaylılar tarafından yerleştirilmiş olabileceğini ve böylece neden belirlenemese de daha sonraki bir tarihte tekrar ziyaret edebileceklerini belirtiyor. Bilim insanları: “Kod bir kez sabitlendiğinde, kozmolojik zaman ölçeklerinde değişmeden kalabilir; aslında bilinen en dayanıklı yapıdır.
Bu nedenle, akıllı bir imza için son derece güvenilir bir depolamayı temsil ediyor. “Genom uygun şekilde yeniden yazıldıktan sonra, imzalı yeni kod hücrede ve neslinde donmuş halde kalacak ve bu daha sonra uzay ve zamanda iletilebilir olacaktır.”