Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Bilgi Ve Dönüşüm

Bilgi ve değişim, dönüşüm arasındaki bağlantı hayatı anlamak açısından her zaman önemli olmuştur. Hepimiz farklı bakış açıları kazanmak, yaşadığımız hayat hakkında daha fazla bilgi edinmek ve onu daha iyi anlamlandırmak için sürekli yeni bir şeyler öğrenip, kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz.

Hele ki bilginin böylesine hızlandığı iletişim çağında sürekli yoğun bir şekilde öğrenme süreci içindeyiz. Böylesi hızlı bir süreçte hemen şu sorular akla geliyor acaba bu kadar bilgi bizi daha bilinçli, adil, merhametli ve daha yetkin insanlar haline getirecek mi? Yoksa bizler teknolojinin de etkisiyle sorgulamadan otomatik bir bilgi akışı içinde nereye sürüklendiğini bilmeyen varlıklar olarak mı yola devam ediyoruz. Açıkçası bu konular teknolojinin ve bilgi akışının giderek hızlanmasıyla daha da önem kazanıyor.

“Daha çok bilmek, düşünmek insana sorumluluk getirir” denir. Okuyan, sorgulayan, muhakeme eden insan hem görece olarak ne kadar az şey bildiğini anlar peşin hükümlü olmaktan kurtulur. Bir o kadar da daha geniş bir vizyona sahip olur.

Elbette ideal olanı gerek kendimizle ilgili gerek hayat hakkında öğrendiğimiz bilgiler bizi değiştirmeli, dönüştürmeli, farklı bir bakış açısı kazandırmalı. Eğer öğrendiklerimiz bunu yapmıyorsa yani bizi değiştirmiyorsa bu kadar bilgiyi edinmemizdeki amaç sadece kültürlü ve bilgi yüklü görünmek mi? Bu açıdan bakınca sanki bilgi insana hizmet etmiyor da insan ezberlenmiş bilgiye hizmet ediyor gibi tuhaf bir tablo ortaya çıkıyor.

Oysa ki hayatımız boyunca gerek okuyarak gerekse yaşayarak ve gezerek öğrendiğimiz her türlü bilgi bizi geliştirmek, değiştirmek içindir. Bilgi bize yapışmamalı bizi daha iyi bir hale getirmeli, dönüştürmeli bizi daha bilinçli, sağduyulu yapmalı.

Bu anlamda bildiklerimizi ne kadar içselleştirip, hayatımıza uyguladığımız çok önemlidir. Tabi ki hayat boyu süren bu değişim, dönüşüm sürecinde bilginin yanı sıra farklı daha başka etkenler de söz konusudur.

Ezberlenmiş, dayatılmış ve manipüle edilmiş bilgiler bizleri olumlu yönde değiştiremez, ışık olamaz zannımca. Bizleri yalnızca istenilen yöne ve amaca uygun şekilde sürü halinde götürür. Toplumsal varlıklar olsak da her birimiz bu dünyada tek ve benzersiziz. Almamız gereken dersler öğrenme sürecimiz de farklı olabilir. Bu da ancak yaşayarak öğrendiğimiz bilgileri kendi tarzımızda içselleştirip, yaşamımıza uygulayarak anlaşılabilecek bir süreçtir.

Bizler bu dünyaya kopya varlıklar olmaya gelmedik. Her birimiz kendi gerçekliğimiz içinde kendimizi farklı bilgiler ve öğrenme şekilleriyle keşfetmeye, bilmeye geldik. İnsan olmak basmakalıp standardı olan, ezberlenecek, kestirme yollu ve sadece anlatıldığı, yazıldığı gibi bilinecek, öğrenilecek şablon bir süreç değildir.

Hayatın dinamikliği, karmaşıklığı içinde yaşanan her türlü olay bizim bir anlamda rehberimizdir. Öğrendiğimiz bilgileri yaşamımıza uygulayabilmek değişime açık olmakla bağlantılıdır.

Bu akış içinde daha sağlıklı ve uyumlu yol almak sürekli bir değişim, dönüşüm içinde yenilenmenin çok önemli olduğunu hatırlamalıyız.

Yaşam eskiye tutunanı, kendini yeni öğrendikleriyle değiştirmeyene hediyelerini sunmaz. Farklı pencereler açmaz. Hayata hep yeni gözlerle bakan, her dem yeniden doğan şifa bulur. Kendini değiştirir ve dönüştürür.

Exit mobile version