Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Duyguların rönesansı

Yaşam, her insanın kendi iç dünyasını şekillendiren bir dizi duygu ve deneyimin dansı gibidir. Bu duygu karmaşasında ruh, sık sık bilinmeyen sularda seyir eder ve içinde sıcaklık ile soğukluktan oluşan kırılganlığın kucaklaşmasını yaşar.

Mutluluk arayışı, hiç beklenmedik anda gerçekleşen serüvenin içinde gizlidir. Eskiden mutluluk ve tutku uyandıran şeyler, sonrasında insanın içine yerleşen donuk bir soğukluğun göstergesi olabilir. Bu dönüşüm, bir ruhun evrimine benzer. Kalbin odalarında yankılanan bu derin uğultu, değişimdir. Çünkü dünyanızı renklendiren canlılık daha sonrasında içsel düşüncelerin, derin enginliğinde kaybolmuştur. Düşünceleri anlamlı cümlelerle ifade etme çabası artık zorlu bir dağın zirvesine tırmanmak gibi gelir ki; her kelime bir çetin tırmanış, her cümle ise gayretli bir mücadeleden sonra zirveye ulaşılan doruk noktası gibidir. Soğukluk arasında yaşanılan bu beklenmedik kırılma, buz gibi dinginliklerin derinliklerinde yankılanan bir hâle dönüşür. Her düşüş ve her yükselişte oluşan açılma hem kendinizin hem de insan deneyiminin karmaşıklıklarını daha iyi anlama sürecini başlatır. Çoğunlukla bu duraksama, benliğin derinliklerine dalmak için bir engel değil tam aksine içsel bir diyalog için davettir.

Duygusal rotalarda yapılan yolculuklarda belirsizlik egemen olsa da içinizdeki en karanlık noktalarda dâhi aydınlatıcı bir gerçeklik mutlaka vardır. Yaşam sanatı, sadece yüksek manzaralı evlerde değildir. Zaman zaman notalar arasındaki sessiz duraklarda da saklı olabilir. Belki de içinizdeki bu soğukluk, yeni bir sıcaklığın doğumu ya da ruhun kontürlerini yeniden şekillendiren duygusal bir çözülmedir.

Kelimelerin tökezlediği ve duyguların sığınma yeri bulduğu bu sessizlik yurdunda artık ruhun sessizce dönüşüm geçirmesinin zamanı gelmiştir. Çünkü bu soğukluk, yeni bir şafak vaktinin habercisidir. Duygular, bir yalnızlık uçurumu olmaktan ziyâde tefekkür şeklini alır. Duygusal manzaranın çoraklığı, doldurulması gereken bir boşluk olmaksızın yeni bir anlatının darbelerini bekleyen boş bir tuvaldir. Renklendirme işlemi ise sizin duygu fırça izlerinize bırakılmıştır. Hepsi bu.

Uzun lafın kısası, sessizlik senfonisinin ortasında yer alan duygusal manzaranın ayırtılarını ve de ayrıntılarını görmenizdir. Böylelikle ruhun soğumasına yaklaşan çözülmenin habercisini ve açılmayı bekleyen duygularınızın rönesansını da adım adım yakalayacaksınız.

İç gözlemin derinliklerine yapılan her bir yolculuk, ruhunuzun dalgalanmaları arasında yer alan anlam arayışınıza eşlik etsin.

Sevgiyle…

Exit mobile version