İmgelem, şeyleri gözümüzde tüm halleri ile canlandırabilme yeteneğidir. Zihin gözü ile ulaşılan bir ‘Güç’tür. Eğer çalışırsak, dilediğimiz sesleri zihnimizde duyabilir, müzik dinleyebilir, istediğimiz kokuyu koklayabiliriz. Duyum algılarını dilediğimizde zihinde canlandırabilir ve hissedebiliriz.
İmge ve yapıcı hayal gücü kavramları son derece önemlidir, kişisel gelişimi, şifalanmayı arttırır. İlham veren imgelem, çeşitli imgeler arasında beklenmedik yeni ilgiler oluşturabilmektir. Bir konu üzerinde düşünürken, zihinde adeta kıvılcım çakarcasına bir cevap doğar, bu durum, buluşlarla çözümleri beraberinde getirebilen ayrı bir haldir.
“Zekanın gerçek göstergesi imajinasyon gücüdür, bilgi değil. Tasavvur (İmgeleme) bilgiden daha önemlidir, çünkü bilgi sınırlıdır.” diyen Albert Einstein’in beyninde yapılan inceleme sonuçları, nöronları arasındaki ilişki sayısının çok fazla olduğunu göstermiş. Nöronlar arasındaki ilişkilerin çoğaltılması, imgelemeyi öğrenmekle daha fazla mümkün.
İmgeleme gücü, tıpkı bir yeti gibi ve tekniklerle yüksek seviyeye ulaştırılabilir. Hayal gücünün aşkın imgeleme yeteneği, başkasına bir şeyi daha farklı gibi gösterebilecek kadar arttırılabilir. Majisyenler için de bunun anlamı büyüktür. Çünkü düşünce gücü, irade ve imgeleme, bütün halinde kişinin oluşturacağı güce eşlik eder.
Konsantrasyon teknikleri de bu gücü arttırılabilir. En mükemmel noktası, gözlerimiz açıkken, önümüzde başka bir yerin veya insanın adeta 3 boyutlu görüntüsünün tahayyülündeki kusursuzluktur.
İmgelemeyi geliştirmek; bir yer, eşya, kişi veya olayı, gözler açıkken zihinde olabildiğince gerçekçi görmemize bağlı. Tesirleri ise çok önemli. İmgeleme gücü sayesinde, belirlediğimiz bir hedefi veya yetiyi; istemek, inanmak ve başarmak mümkün, sürekli hedefler üzerine yoğunlaşmak da yetenekleri arttırmaya yardımcı oluyor.
Gereksinim duyduğumuz bir isteği, olayı, yaşarcasına hayal etmek onu bize yakınlaştırabilir. Başta gözler kapalı, sonra açıkken imgeleme, bir yere gitmeyi düşündüğünüzde, gitmiş kadar gerçekçi hissedilmelidir.
Sesler, kokular, dokunma ve duygusal bağlantılar zihin gözü ile kurulabilir. Zihin gözümüz ile bir yerde bulunmayı başardığımızda, bilinçaltımız realiteyi şekillendirir. Bunu, ‘’hayali gerçeğe döndürme’’ olarak nitelendirelim.
Alıştırma örneği vermek gerekirse; bahçede otururken, sağ yanınızdaki yeşil ve kırmızı elma desenli örtü üzerinde beyaz kafeste duran sarı bir kuşu, serbest bıraktığınızı imgeleyerek; kuşun ötüşünü, uçuşunu, bulutların şekillerini, konduğu erik ağacının biçimini, gün ışığının süzülüşünü, havadaki akasya kokusunu hayal gücünü de ekleyerek görmeniz, bir alıştırma başlangıcı olabilir.
Dilediğiniz kişiyi veya çocuğunuzu, eğer yanınızda yoksa karşınıza alarak koruma sağladığınızı, tehlikeleri sezdiğinizde gerekeni yaparken, kendinizi boşlukta gördüğünüzü hızlı biçimde imgelemek gibi bir alıştırma, zihni gerektiği zaman tüm durumları gerçeğe yaklaştıracak biçimde, imgelem gücünün sağlayacağı yararlara uyumlamaya yardımcıdır.
Aktif imgelemeye geçildiğinde artık telefon numaraları unutulmaz, tutulan notları bir kez görmekle zihne kaydederek, bakmadan zihin gözü ile görmek kolaylaşır, fotografik hafıza gelişir ve anılar canlı kalır. Daha ötesinde ise eşyanın hafızasını okumaya varan farklı zihin gücü yeteneklerini geliştirmeye uzanabiliriz.