Serapisis türü ile ilk tanışmam 10 yıl kadar önceydi. Onu Katran ormanı içinde buldum aslında o beni buldu da diyebiliriz. Kırmızı rengi, sivri deseni ve sanki bir dil gibi görünen imzası ile tam karşımda duruyordu. Bir düalite taşıdığını görebiliyordum, bir eril bir dişil gibi havaya uzanan Çiçeği ile kırlar içinde dimdik duruyordu. Dağlarda yaşayan bu güzel çiçek salep yapımında kullanılan bir yumrulu bitkiydi. İyi ki Likya topraklarındayım iyi ki orkideler var…

Aradan yıllar geçti ve ben bu Çiçeği uzunca bir süre bir daha göremedim. Ormana her gidişimde geç vakitlere kadar envai çeşit Çiçek’le buluşurken onu bir türlü göremiyordum. Saklanmış mıydı? Ya da bana görünmesinin daha derin bir mesajı mı vardı? Peşine düşüyorum hakkındaki her belgeyi, yazıyı toparlıyor onunla bir daha ki karşılaşmamda ona daha farkında bakabilmeye hazırlanıyordum. İlk baharda gördüğüm bu eşsiz orkideyi tekrar görmek niyetiyle her bahar ormanla buluşuyorum.
Köyümüzün en yaşlı bilgesi Ayşe neneye anlatıyorum, ilk gördüğüm andan itibaren anlatıyorum lafım bitmeden Dilli Kızı görmüşsün diyor. Pek kıymetlidir ben bu Evi onun sayesinde yaptım, bana bir ev hediye edecek kadar cömert bir bitki. Niyetim onunla bir ev almak değil diyerek gülümsüyorum o da bana gülümsüyor artık pek kalmadı buralarda bu yüzden ormanda görmüşsün. Eskiden buralarda dağ taş dere tepe her yerde çıkarlardı. Artık kalmadı diyor yüzünü eğerek. Belli ki herkes evini onunla yapmıştı ve vazifesi biten şifa anneler dağlara kaçmışlardı.
Ertesi senenin en cıvıltılı baharında yine katran ormanına yollanıyorum. Bahar da çiçeklerin şenlikleri özeldir, görebilen gözlerindir. Orman kıyıdan 800 metre yukarıda ve Likya da hızla yükselen alanlarda farklı ekosistemlere tanıklık edersiniz. Aşağılarda makilik, ortalarda aromatikler ve yükseklerde endemik çiçeklerle dolu bir ekosistem. Toros siklamenleri her adım başı çıkıyor karşınıza, dağ çayları, kekikler, sütleğenler ve daha niceleri ile kalabalık bir çiçek ailesi yaşıyor Likya’da . Kadınlar konuşmayan çocuklarını dillendirmek için bu Çiçeği suya koyarlar sonra da bu suyla çocuğu yıkarlarmış birkaç günde konuşmayan çocuklar bülbül gibi öterlermiş. Bu gücü ona bir başka isim daha vermiş ; dilsiz peygamberler.
Aynı zamanda kadınlar doğurganlıklarını arttırmak için bu çiçeğin çayını içerlermiş.
Çiçek homeopatisi ile çalışmaya başladığım günden beri her birinin taşıdığı özel şifaları ile tek tek buluşmuşluğum vardır. Solarize yöntemi ile çiçeğin hafızasının suya aktarımı, tüm frekansını su ile buluşturarak ana remedyler oluşturduğum süreçlerim beni hep kendi coğrafyamın çiçeklerine yöneltti. Eşsiz sütleğen çiçeklerinin ruhuma kattığı kararlılık, mor deve dikenlerinin bedenime ve zihnime verdiği esenlik ve kalbimdeki kırıklıkları temizleyen orkideler.

Onun özü ; Duygusal tıkanıkları çözen, sezgilerin açılımını sağlayan bir nitelikte ve naif bir ruha sahiptir. Frekansı Gül den bile yüksek olan Orkideler, yüksek hassasiyet taşıyanlar için mükemmeldir. Onu bir sonraki yıl bulduğumda kalabalık çıktılar karşıma orkideler, her yıl toprakta uyuyan yumrular çiftleşir ve etraflarında yeni bebek yumrularla bir aile oluştururlar. Bu ailenin en bilge çiçeğinden izin alarak onunla çalışmaya başladım. Çiçeğin yumrusuna asla zarar vermeden sadece çiçeğin başını hafifçe suya doğru eğiyorsunuz sonrası onların muhteşem buluşmasına nazikçe tanıklık etmek. Tüm enerjetik aktarım gerçekleşince suyun renginin çiçeğin rengine dönmeye başladığına tanıklık ediyordunuz. İşte o an çiçeğe teşekkür ederek onu sudan çıkarıp dalına emanet ediyorsunuz o birkaç dakika içinde ne olduğunu bile anlamadan kendine gelen şifa anneye tekrar tekrar teşekkür ediyorsunuz. Unutmayın bitkilerin de kulakları vardır.
İşte o yıl bir öz hazırlama şansına sahip oldum. Eve gider gitmez onun suyunu seyrelterek frekansının özüne indim ve her inişte onu ay Işık’ları ile birleştirdim. Tam bir ay her gün 7 damla kullanarak onun frekansı ile uyumlanmaya ve duygusal kilitlerime nasıl dokunacağına tanıklık etmek niyetindeydim. Niyetiniz ne kadar güçlü ise şifanız o kadar güçlü olur. NAZİK ama bir o kadar da güçlü çalışan bu çiçek özü,duygusal olarak rahatlamanıza, iç vesveselerden kopmanıza yarıyor. İlk bir hafta güçlü bir detoksifikasyon başlıyor, terleme ve terlemeyle gelen hayvansı Kokular. İkinci hafta kalbimin tuhaf bir şefkatle bir annenin çocuğunu doyurması gibi doyuyordu. Rüyalarımda tekrar yaşadığım travmalarıma tanıklık ettiriyor sonra da nazikçe affettiriyordu ; olayları, kişileri, durumları ve duyguları.
Onlar gölgeli alanlarda yaşamayı severler, onlar öz saygınızın pekişmesine, sizde değersizleşenlerin özgürleşmesine alan açarlar.
Bu kıymetli orkidelerin içinde Kaş Orkidesinin de hakkını yemeyelim zira sadece Likya’nın en özel alanlarına serpilen bu orkideler daha sonra eski okulun bahçesinde de karşıma çıkmıştı. Badem ağaçlarının terasları arasında, kayaların dibinde görüyordum onları ve asla kimseye yerlerini ya da onları gördüğümü bile söylemiyordum. Onların huzurla çoğalmalarına izin vermek gerekiyordu. Ancak gel gelelim ki keçilerin asla affetmedikleri bu özel çiçekler, onların neslini de tüketiyordu çok şükür artık koruma altındalar. Toplanmaları yasaklandı ve bu konuda cezalar oluşturuldu.
“Bana bıraktığı en güzel sözleri sizinle paylaşıyorum şifa olması niyetimle.
Gerçek benliğimi sevgiyle kabul ediyorum
Her şeyi ifade etme gücümü tazeliyorum ve
Göründüğüm gibi değil, olduğum halimle olmayı seçiyorum.
Sessizlikten ve çiçeklerden gelen bilgeliğe güveniyorum…”
Şifa olması dileğimle…


